‘Anayasadaki 183 değişikliğin 173’ü, Erdoğan iktidarında yapıldı’

Siyaset (Malabadi Haber) - Malabadi Gazetesi | 10.05.2024 - 15:12, Güncelleme: 10.05.2024 - 15:12 3201+ kez okundu.
 

‘Anayasadaki 183 değişikliğin 173’ü, Erdoğan iktidarında yapıldı’

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, tartışılan anayasa değişikliği, anadil hakkı, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuştu.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, tartışılan anayasa değişikliği, anadil hakkı, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Çandar, “1982 Anayasası, 19 kez değiştirilmiş, Anayasa’nın 183 yerinde değişiklik yapılmış. Bunun 173 tanesi, Recep Tayyip Erdoğan iktidarı altında yapılmış” dedi. TBMM Genel Kurulunda konuşan Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nı hatırlattı. Çandar,“Gelecek hafta, vekili olduğum Diyarbakır’da Kürt Dil Bayramı kutlamaları yapılacak. Diyarbakır Milletvekili olarak sevgili halkıma, halkımıza yürekten, canı gönülden piroz be! diyorum” dedi. AK Parti sıralarına yönelik yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliği konunda ciddi vurgular yaptı, şunları söyledi; “1982 Anayasası, 1982’den bu yana 19 kez değiştirilmiş, Anayasa’nın 183 yerinde değişiklik yapılmış. Bunun 173 tanesi, Recep Tayyip Erdoğan iktidarı altında yapılmış ve yaptığınız değişikliği siz uygulamıyorsunuz. Ondan sonra geliyorsunuz, Anayasa’yı değiştirelim diyorsunuz. Diyoruz ki önce hukuk devletinin kapısını aralayın, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayın.” Cengiz Çandar’ın TBMM’deki konuşmasının ana başlıkları şöyle; ‘Bağımsız ve tarafsız Türk yargısı sözcüklerini tekrarlamaya bayılanlar var’ Ne zaman baskı, zulüm ve inkâr ile bölünmeye, ayrılığa gidiş söz konusudur, işte problem o zaman vardır. Tıpkı demokrasiden uzaklaşmak gibi hukuk devletinden vazgeçmek de baskı rejimine, ayrılığa, husumete ve kutuplaşmaya davetiye çıkarmak demektir. Bazı sayın milletvekilleri, Türkiye bir hukuk devletidir diye üstüne basa basa telaffuzu çok seviyor. Tıpkı bunun gibi, bağımsız ve tarafsız Türk yargısı sözcüklerini de tekrarlamaya bayılanlar var. Gel gelelim Türkiye ne yazık ki ne bir hukuk devleti ne de yargısı bağımsız ve tarafsız. Savcılık, yargıçlık yapmış bir hukuk insanı olan Ümit Kardaş, yargıyı tanımlarken “delil ve suç icat ederek adaletsizliğe yol açan araçsallaştırılmış bir mekanizma” diye tarif ediyor ve “bu mekanizmanın yargı yetkisini kullanması meşru kabul edilemez” diye de ilave ediyor. Şimdi bunu şunun için söylüyorum, Türkiye başta ekonomi olmak üzere içine düştüğü krizlerin en önemli bölümü bu hukuk devleti zaaflarından kaynaklanıyor. ‘Yürütmenin sürekli Anayasa ihlali yaptığı bir rejim, hukuk devleti adını taşıyamaz’ AYM ve AİHM kararlarına uyulmadığı sürece bu ülkede hukuk devletinden söz edemezsiniz. Yürütmenin sürekli Anayasa ihlali yaptığı bir rejim, hukuk devleti adını taşıyamaz.Türkiye altına imza attığı uluslararası sözleşmelere uymak yükümlüğündedir ve imzası bir devletin şerefidir. Türkiye’nin altında imzası bulunan AİHS gereği, AİHM Kararlarını uygulamaya mecburdur. İşte bu konuda simge davalar, hepinizin de bildiği gibi Osman Kavala ve Kobane Kumpas Davaları. Kavala Davası’nda savcılık, sanıklara isnat edilen suçlamaları destekleyecek tek bir kanıt sunamadı, mahkeme oy çokluğuyla, ikna edecek hiçbir gerekçe vermeden hükme gitti. Şimdi Osman Kavala ve Gezi Davası, “simge dava” kimliğini koruduğu ölçüde ve AİHM’nin bu iki isme ilişkin ve bu iki ismin temsil ettiği diğer sanıklarla birlikte AİHM Kararları ve Anayasa ihlal edildiği sürece hukuk devleti olmaz. Anayasa’nın 90. maddesi AİHM kararlarını uygulamayı mecbur kılıyor. ‘1982 Anayasası’nda yapılan 183 değişikliğin 173’ü, Erdoğan iktidarı altında yapılmış’ Anayasa’nın 90. maddesini siz AKP iktidarı değiştirdiğiniz. Şimdi kendi yaptığınız değişikliğe uymuyorsunuz, ondan sonra Anayasa ihlaline yol açıyorsunuz. Anayasa’nın 153. Maddesine uysanız şurada Can Atalay oturuyor olacaktı, onu da uygulamıyorsunuz. Ondan sonra, Anayasa değişikliği gerekir diye buraya geliyorsunuz. Anayasa, bugüne kadar 183 yerinde değiştirilmiş. 1982 Anayasası, 1982’den bu yana 19 kez değiştirilmiş, Anayasa’nın 183 yerinde değişiklik yapılmış. Bunun 173 tanesi, Recep Tayyip Erdoğan iktidarı altında yapılmış ve yaptığınız değişikliği siz uygulamıyorsunuz.Ondan sonra geliyorsunuz, Anayasa’yı değiştirelim diyorsunuz. Diyoruz ki önce hukuk devletinin kapısını aralayın, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayın. ‘Selahattin Demirtaş’ın ‘Onurlu Yaşam Davası’ kitabını okumanızı tavsiye ediyorum’ Bakın bugün Osman Kavala bir açıklama yayınladı. Diyor ki “Bariz hak ihlalleri içeren, delillere dayanmayan mahkûmiyet kararlarının verildiği, suçsuz insanların yıllar boyu hapis kalmalarına yol açan davaların yeniden görülmesi temel hukuk ilkelerinin ve insan haklarına saygının gereğidir. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları sadece başvuranların değil her yurttaşın adalet talep etme hakkıyla ilgilidir. Adalet herkes için gereklidir.” Şimdi önümüzde bir de 16 Mayıs’ta Kobane Kumpas Davası’nın karar celsesi var. Göreceğiz bakalım ne çıkacak. Hukuk devletine geri dönüşün kapısını aralayacak mısınız -çünkü bunlar hukukla ilgili davalar değil, siyasi davalar- yoksa zulüm rejiminde ısrar mı edeceksiniz. Selahattin Demirtaş’ın Onurlu Yaşam Davası Savunması kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. Bunu okuduğunuz zaman Kumpas Davası nedir, hukuka dayalı savunma nasıl yapılır, ayrıca tarih ve siyaset bilgisi dağarcığınız da zenginleşir ve oradan da anlayacağız göreceğiz, eğer Türkiye’de hukuk devletine geri dönmeye niyetiniz varsa buyurun her konuyu sizinle bu çatı altında görüşelim. (Haber Merkezi)
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, tartışılan anayasa değişikliği, anadil hakkı, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuştu.

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, tartışılan anayasa değişikliği, anadil hakkı, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı üzerine TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Çandar, “1982 Anayasası, 19 kez değiştirilmiş, Anayasa’nın 183 yerinde değişiklik yapılmış. Bunun 173 tanesi, Recep Tayyip Erdoğan iktidarı altında yapılmış” dedi.

TBMM Genel Kurulunda konuşan Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nı hatırlattı. Çandar,“Gelecek hafta, vekili olduğum Diyarbakır’da Kürt Dil Bayramı kutlamaları yapılacak. Diyarbakır Milletvekili olarak sevgili halkıma, halkımıza yürekten, canı gönülden piroz be! diyorum” dedi.

AK Parti sıralarına yönelik yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliği konunda ciddi vurgular yaptı, şunları söyledi;

“1982 Anayasası, 1982’den bu yana 19 kez değiştirilmiş, Anayasa’nın 183 yerinde değişiklik yapılmış. Bunun 173 tanesi, Recep Tayyip Erdoğan iktidarı altında yapılmış ve yaptığınız değişikliği siz uygulamıyorsunuz. Ondan sonra geliyorsunuz, Anayasa’yı değiştirelim diyorsunuz. Diyoruz ki önce hukuk devletinin kapısını aralayın, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayın.”

Cengiz Çandar’ın TBMM’deki konuşmasının ana başlıkları şöyle;

‘Bağımsız ve tarafsız Türk yargısı sözcüklerini tekrarlamaya bayılanlar var’

Ne zaman baskı, zulüm ve inkâr ile bölünmeye, ayrılığa gidiş söz konusudur, işte problem o zaman vardır. Tıpkı demokrasiden uzaklaşmak gibi hukuk devletinden vazgeçmek de baskı rejimine, ayrılığa, husumete ve kutuplaşmaya davetiye çıkarmak demektir. Bazı sayın milletvekilleri, Türkiye bir hukuk devletidir diye üstüne basa basa telaffuzu çok seviyor. Tıpkı bunun gibi, bağımsız ve tarafsız Türk yargısı sözcüklerini de tekrarlamaya bayılanlar var. Gel gelelim Türkiye ne yazık ki ne bir hukuk devleti ne de yargısı bağımsız ve tarafsız. Savcılık, yargıçlık yapmış bir hukuk insanı olan Ümit Kardaş, yargıyı tanımlarken “delil ve suç icat ederek adaletsizliğe yol açan araçsallaştırılmış bir mekanizma” diye tarif ediyor ve “bu mekanizmanın yargı yetkisini kullanması meşru kabul edilemez” diye de ilave ediyor. Şimdi bunu şunun için söylüyorum, Türkiye başta ekonomi olmak üzere içine düştüğü krizlerin en önemli bölümü bu hukuk devleti zaaflarından kaynaklanıyor.

‘Yürütmenin sürekli Anayasa ihlali yaptığı bir rejim, hukuk devleti adını taşıyamaz’

AYM ve AİHM kararlarına uyulmadığı sürece bu ülkede hukuk devletinden söz edemezsiniz. Yürütmenin sürekli Anayasa ihlali yaptığı bir rejim, hukuk devleti adını taşıyamaz.Türkiye altına imza attığı uluslararası sözleşmelere uymak yükümlüğündedir ve imzası bir devletin şerefidir. Türkiye’nin altında imzası bulunan AİHS gereği, AİHM Kararlarını uygulamaya mecburdur. İşte bu konuda simge davalar, hepinizin de bildiği gibi Osman Kavala ve Kobane Kumpas Davaları. Kavala Davası’nda savcılık, sanıklara isnat edilen suçlamaları destekleyecek tek bir kanıt sunamadı, mahkeme oy çokluğuyla, ikna edecek hiçbir gerekçe vermeden hükme gitti. Şimdi Osman Kavala ve Gezi Davası, “simge dava” kimliğini koruduğu ölçüde ve AİHM’nin bu iki isme ilişkin ve bu iki ismin temsil ettiği diğer sanıklarla birlikte AİHM Kararları ve Anayasa ihlal edildiği sürece hukuk devleti olmaz. Anayasa’nın 90. maddesi AİHM kararlarını uygulamayı mecbur kılıyor.

‘1982 Anayasası’nda yapılan 183 değişikliğin 173’ü, Erdoğan iktidarı altında yapılmış’

Anayasa’nın 90. maddesini siz AKP iktidarı değiştirdiğiniz. Şimdi kendi yaptığınız değişikliğe uymuyorsunuz, ondan sonra Anayasa ihlaline yol açıyorsunuz. Anayasa’nın 153. Maddesine uysanız şurada Can Atalay oturuyor olacaktı, onu da uygulamıyorsunuz. Ondan sonra, Anayasa değişikliği gerekir diye buraya geliyorsunuz. Anayasa, bugüne kadar 183 yerinde değiştirilmiş. 1982 Anayasası, 1982’den bu yana 19 kez değiştirilmiş, Anayasa’nın 183 yerinde değişiklik yapılmış. Bunun 173 tanesi, Recep Tayyip Erdoğan iktidarı altında yapılmış ve yaptığınız değişikliği siz uygulamıyorsunuz.Ondan sonra geliyorsunuz, Anayasa’yı değiştirelim diyorsunuz. Diyoruz ki önce hukuk devletinin kapısını aralayın, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayın.

‘Selahattin Demirtaş’ın ‘Onurlu Yaşam Davası’ kitabını okumanızı tavsiye ediyorum’

Bakın bugün Osman Kavala bir açıklama yayınladı. Diyor ki “Bariz hak ihlalleri içeren, delillere dayanmayan mahkûmiyet kararlarının verildiği, suçsuz insanların yıllar boyu hapis kalmalarına yol açan davaların yeniden görülmesi temel hukuk ilkelerinin ve insan haklarına saygının gereğidir. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları sadece başvuranların değil her yurttaşın adalet talep etme hakkıyla ilgilidir. Adalet herkes için gereklidir.” Şimdi önümüzde bir de 16 Mayıs’ta Kobane Kumpas Davası’nın karar celsesi var. Göreceğiz bakalım ne çıkacak. Hukuk devletine geri dönüşün kapısını aralayacak mısınız -çünkü bunlar hukukla ilgili davalar değil, siyasi davalar- yoksa zulüm rejiminde ısrar mı edeceksiniz. Selahattin Demirtaş’ın Onurlu Yaşam Davası Savunması kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. Bunu okuduğunuz zaman Kumpas Davası nedir, hukuka dayalı savunma nasıl yapılır, ayrıca tarih ve siyaset bilgisi dağarcığınız da zenginleşir ve oradan da anlayacağız göreceğiz, eğer Türkiye’de hukuk devletine geri dönmeye niyetiniz varsa buyurun her konuyu sizinle bu çatı altında görüşelim. (Haber Merkezi)

Diyarbakır HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.