Amed Demokrasi Platformu: Bakan geldi, diyalog kesildi

21.02.2023 - 17:29, Güncelleme: 13.04.2023 - 10:46 2845+ kez okundu.
 

Amed Demokrasi Platformu: Bakan geldi, diyalog kesildi

Amed Emek ve Demokrasi Platformu, yaşanan deprem felaketi sonrası Diyarbakır’da devlet kurumlarıyla ilk etapta diyalog kurduklarını, hükümet yetkilisinin gelmesi ile sürecin dışında kaldıklarını dile getirdi.
Amed Emek ve Demokrasi Platformu, deprem süreci ve Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde Silvan yolunda oluşturulan adırkent alanına ilişkin açıklama yaptı. Eğitimsen 1 nolu Şubede yapılan açıklamayı Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan okudu. 'Afetler değil tedbirsizlik öldürür' “Afetler değil tedbirsizlik öldürür” başlıklı açıklamada şunlara yer verildi, “Kahramanmaraş merkezli deprem birçok ilde olduğu gibi Diyarbakır merkez ve ilçelerinde de hissedilmiştir. Yaşanan depremde şehir merkezinde 2’si boş olmak üzere 8 bina, ilçe ve köylerde 12 yapı(tek katlı yapılar) yıkılmıştır. Birçok sayıda bina hasar görmüştür. Merkezde yıkılan 6 binadaki arama kurtarma çalışmaları ne yazık ki 12 gün boyunca sürmüş, 18.02.2023 itibarıyla sonlandırılmıştır. Yaşamını yitiren yurttaşımızın sayısı 407, yaralı sayısı 902 iken, halen hastanelerde 13’ü yoğun bakımda olmak üzere 32 kişinin yatarak tedavisi devam etmektedir” denildi. Hükümet yetkilisinin kente gelmesi ile diyalog kesildi Deprem sonrası kentteki sivil toplum örgütü temsilcilerinin iyi organize olduğunu dile getiren Turan, “Amed’in sivil toplum geleneği aslında daha önce birçok olağanüstü durumda gücünü göstermiştir. Bu geleneğe dayanışma ruhu ve depremden nispeten az etkilenmemiz de eklenince süreç, diğer deprem bölgelerine göre daha az sancılı geçirilmiştir. Nitekim depremin 2. günü itibarıyla Amed halkı ve örgütlü yapıları çevre illerin yardımına koşmaya başlamıştır. Bu sürecin en başından itibaren, birçok alanda ilgili devlet kurumlarına sürece dahil olma isteğimiz, bu felaketin en az hasarla atlatılması için güç katma isteğimiz iletilmiştir. Yaşanan ilk şok evresinde bu diyalog yakalanmış, temin ettiğimiz malzeme ve koordinasyon gücümüz, sorunların çözümüne olumlu olarak yansımıştır. Ancak hükümet yetkililerinin kente gelmesi ile birlikte sürecin dışında bırakılmamıza ve engellenmemize dönük bir pratik sergilenmiştir. İktidarın yardım tırlarına el konulması, kayyum atamaları gibi uygulamalarla kaosun uzamasına ve yaşanan acıların katmerleşmesine sebep olduğu açıktır. Her türlü engellemeye rağmen özgücümüz ve halkımızın dayanışma ruhuyla çalışmalarımız devam etmektedir” ifadelerini kullandı. Sivil toplum örgütlerine danışılmadı Çadırkentin kurulmasına ilişkin de görüşlerini dile getiren Turan, “Şehir merkezindeki 7 çadırkentin durumuna ilişkin bileşenlerimizin de olduğu Amed Sağlık Platformu eksiklikleri bildirmiş, fakat 10 gündür bir değişiklik gözlemlenmemiştir. Ne yazık ki, yeni düzenlenen kalıcı çadır kentte de sivil toplumun fikrine danışılmamıştır. Çadırkentin yerleştirileceği arazi; Merkez Yenişehir ilçesi, Silvan yolu üzeri, Dicle Nehrinin sağ sahilidir. Daha önce belediyenin hafriyat alanı olmasından kaynaklı asbest riski taşıyan bu alanın, önceki yıllarda Dicle Barajı kapağının kopması sonucu su altında kaldığı biliniyorken dolgu alanı olan bu alanın ciddi sel riski taşıdığını tekrar vurgulamak istiyoruz. Ayrıca Hewsel vadisinde bulunan bu alanın rüzgar koridoru olmasından dolayı çetin ve sert mevsim koşullarından dolayı çadırda ısınma problemi olabilir, kullanılacak sobalardan dolayı yangın riski taşımaktadır. Bu Çadırkentin kalıcı olmasından dolayı yaz aylarının sivrisineklerden dolayı sıtma ve bulaşıcı hastalık riskleri göz önünde bulundurulmalıdır. Açıktır ki, UNESCO Dünya mirası olan Hevsel Bahçeleri bu yerleşimden zarar görecektir. Şehrin sivil toplum örgütleri ile beraber çalışmayı reddeden anlayış, çadır kentleri tarikat vakıflarına açmıştır. Korucuların içerisinde uzun namlulu silahlar ile gezdiği, tarikatların cirit attığı, öte yandan su kanalına dikkat edilmeyen, elektrik kabloları çocuk güvenliğine uymayacak şekilde düzenlenmiş çadırkentler insan haklarını ihlal etmektedir. Düzeltilmesinin yolu bir an önce şehrin sivil toplum örgütleri ile istişareden geçmektedir” denildi. Fırsatçılara tepki Deprem fırsatçılarına tepki gösteren Turan, “Şehrimizde dayanışma kültürünün yerleşik olması, fırsatçıların daha fazla dikkat çekmesine neden olmaktadır. Kimi ev sahiplerinin kiraları yükselttiği, bazı nakliye şirketlerinin fahiş fiyatlar istediği görülmektedir. Bu kentin tarihi dayanışma ruhuna, kimliğine, ahlaki değerlerine uygun davranmayarak bu fırsatçılığa düşenleri bir an önce bu yanlıştan vazgeçmeye davet ediyor, bu eksikliğe düşenleri teşhir edeceğimizi belirtiyor ve dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz.”    
Amed Emek ve Demokrasi Platformu, yaşanan deprem felaketi sonrası Diyarbakır’da devlet kurumlarıyla ilk etapta diyalog kurduklarını, hükümet yetkilisinin gelmesi ile sürecin dışında kaldıklarını dile getirdi.

Amed Emek ve Demokrasi Platformu, deprem süreci ve Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde Silvan yolunda oluşturulan adırkent alanına ilişkin açıklama yaptı. Eğitimsen 1 nolu Şubede yapılan açıklamayı Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan okudu.

'Afetler değil tedbirsizlik öldürür'

“Afetler değil tedbirsizlik öldürür” başlıklı açıklamada şunlara yer verildi, “Kahramanmaraş merkezli deprem birçok ilde olduğu gibi Diyarbakır merkez ve ilçelerinde de hissedilmiştir. Yaşanan depremde şehir merkezinde 2’si boş olmak üzere 8 bina, ilçe ve köylerde 12 yapı(tek katlı yapılar) yıkılmıştır. Birçok sayıda bina hasar görmüştür. Merkezde yıkılan 6 binadaki arama kurtarma çalışmaları ne yazık ki 12 gün boyunca sürmüş, 18.02.2023 itibarıyla sonlandırılmıştır. Yaşamını yitiren yurttaşımızın sayısı 407, yaralı sayısı 902 iken, halen hastanelerde 13’ü yoğun bakımda olmak üzere 32 kişinin yatarak tedavisi devam etmektedir” denildi.

cadirkent-amed1.jpg

Hükümet yetkilisinin kente gelmesi ile diyalog kesildi

Deprem sonrası kentteki sivil toplum örgütü temsilcilerinin iyi organize olduğunu dile getiren Turan, “Amed’in sivil toplum geleneği aslında daha önce birçok olağanüstü durumda gücünü göstermiştir. Bu geleneğe dayanışma ruhu ve depremden nispeten az etkilenmemiz de eklenince süreç, diğer deprem bölgelerine göre daha az sancılı geçirilmiştir. Nitekim depremin 2. günü itibarıyla Amed halkı ve örgütlü yapıları çevre illerin yardımına koşmaya başlamıştır. Bu sürecin en başından itibaren, birçok alanda ilgili devlet kurumlarına sürece dahil olma isteğimiz, bu felaketin en az hasarla atlatılması için güç katma isteğimiz iletilmiştir. Yaşanan ilk şok evresinde bu diyalog yakalanmış, temin ettiğimiz malzeme ve koordinasyon gücümüz, sorunların çözümüne olumlu olarak yansımıştır. Ancak hükümet yetkililerinin kente gelmesi ile birlikte sürecin dışında bırakılmamıza ve engellenmemize dönük bir pratik sergilenmiştir. İktidarın yardım tırlarına el konulması, kayyum atamaları gibi uygulamalarla kaosun uzamasına ve yaşanan acıların katmerleşmesine sebep olduğu açıktır. Her türlü engellemeye rağmen özgücümüz ve halkımızın dayanışma ruhuyla çalışmalarımız devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

Sivil toplum örgütlerine danışılmadı

Çadırkentin kurulmasına ilişkin de görüşlerini dile getiren Turan, “Şehir merkezindeki 7 çadırkentin durumuna ilişkin bileşenlerimizin de olduğu Amed Sağlık Platformu eksiklikleri bildirmiş, fakat 10 gündür bir değişiklik gözlemlenmemiştir. Ne yazık ki, yeni düzenlenen kalıcı çadır kentte de sivil toplumun fikrine danışılmamıştır. Çadırkentin yerleştirileceği arazi; Merkez Yenişehir ilçesi, Silvan yolu üzeri, Dicle Nehrinin sağ sahilidir. Daha önce belediyenin hafriyat alanı olmasından kaynaklı asbest riski taşıyan bu alanın, önceki yıllarda Dicle Barajı kapağının kopması sonucu su altında kaldığı biliniyorken dolgu alanı olan bu alanın ciddi sel riski taşıdığını tekrar vurgulamak istiyoruz. Ayrıca Hewsel vadisinde bulunan bu alanın rüzgar koridoru olmasından dolayı çetin ve sert mevsim koşullarından dolayı çadırda ısınma problemi olabilir, kullanılacak sobalardan dolayı yangın riski taşımaktadır. Bu Çadırkentin kalıcı olmasından dolayı yaz aylarının sivrisineklerden dolayı sıtma ve bulaşıcı hastalık riskleri göz önünde bulundurulmalıdır. Açıktır ki, UNESCO Dünya mirası olan Hevsel Bahçeleri bu yerleşimden zarar görecektir. Şehrin sivil toplum örgütleri ile beraber çalışmayı reddeden anlayış, çadır kentleri tarikat vakıflarına açmıştır. Korucuların içerisinde uzun namlulu silahlar ile gezdiği, tarikatların cirit attığı, öte yandan su kanalına dikkat edilmeyen, elektrik kabloları çocuk güvenliğine uymayacak şekilde düzenlenmiş çadırkentler insan haklarını ihlal etmektedir. Düzeltilmesinin yolu bir an önce şehrin sivil toplum örgütleri ile istişareden geçmektedir” denildi.

Fırsatçılara tepki

Deprem fırsatçılarına tepki gösteren Turan, “Şehrimizde dayanışma kültürünün yerleşik olması, fırsatçıların daha fazla dikkat çekmesine neden olmaktadır. Kimi ev sahiplerinin kiraları yükselttiği, bazı nakliye şirketlerinin fahiş fiyatlar istediği görülmektedir. Bu kentin tarihi dayanışma ruhuna, kimliğine, ahlaki değerlerine uygun davranmayarak bu fırsatçılığa düşenleri bir an önce bu yanlıştan vazgeçmeye davet ediyor, bu eksikliğe düşenleri teşhir edeceğimizi belirtiyor ve dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz.”

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.