Diyarbakır’daki STK’lar: SÜREÇTEN BU KEZ UMUTLUYUZ
Diyarbakır’daki STK’lar: SÜREÇTEN BU KEZ UMUTLUYUZ
Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan, DEM Parti’nin Öcalan ziyareti sonrası farklı bir ivme kazanan yeni çözüm süreci, Diyarbakır’da heyecan yarattı.
Devlet Bahçeli’nin DEM Partili vekillerin elini sıkmasıyla başlayan süreç, geçtiğimiz günlerde Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşen DEM Parti İmralı Heyeti’nin TBMM temaslarıyla devam etti.
Güneydoğuekspres Gazetesinde Faruk Balıkçı'nın geçtiği haberde Heyet, önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş ile yaklaşık 45 dakika süren bir görüşme gerçekleştirdi. Ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bir araya gelen DEM Parti heyeti, 40 dakika süren bir sohbet gerçekleştirdi. Gözler, DEM Partililerin pazartesi günü AK Parti, Gelecek, Saadet, DEVA ve Yeniden Refah Partisi ziyaretine çevrilmişken, Diyarbakır’da STK temsilcileri ile yeni süreci konuştuk.
“ÖCALAN VE BAHÇELİ ÖNEMLİ İKİ AKTÖRDÜR”
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, yeni bir sürecin en önemli iki aktörünün Abdullah Öcalan ve Devlet Bahçeli olduğunu, bu nedenle Türkler ve Kürtlerde olası bir provokasyonu bu iki ismin ortadan kaldırdığını ifade etti.
Kürt sorununun sadece güvenlik politikalarıyla çözülemeyeceğini yüzyıllık bir sürecin gösterdiğini belirten DTSO Başkanı Mehmet Kaya, “2015’teki teki süreç önemli bir adımdı. Geçmiş süreçte Kürtlerin ve Türklerin süreçle ilgili güvenlerini sağlayacak aktörlerin sürecin içinde olması ıskalanmıştı. Bugün ise o süreçten önemli dersler çıkarıldığını görmek, sürecin sağlıklı yürümesi anlamında önemlidir. Türkiye’deki milliyetçilerin Türkiye ile ilgili en önemli güvenceleri Devlet Bahçeli’dir. Bugün eğer milliyetçi bir dalga olmuyorsa milliyetçilerin Bahçeli’ye olan güveninden kaynaklıdır. Önemli bir aktördür. Diğer aktör de Kürtlere güven veren Öcalan’ın devrede olmasıdır. Bu iki isim, Kürtler ve Türklerde oluşabilecek provokasyonları ortadan kaldırıyor.
“TEMKİNLİ AMA İYİMSERİM”
Bu süreçte hiçbir kesim güç zehirlenmesine girmemeli. Bütün pozisyonların ‘benim lehime istediğimi yaparım’ yaklaşımı süreçlere zarar vermiştir. Türkiye 1999’da bu güç zehirlenmesini yaşadı. Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesi ile birlikte yakalanan çözüm süreci, siyaset ve askeri vesayet tarafından hor kullanıldı. 24 yıldır binlerce insanımız öldü. Bu tür geçmiş deneyimleri örnek olarak yol almak lazım. Bugün genel anlamda partiler sürecin yanında duran açıklamalar yapıyor. Siyasetin ve siyasetçilerin toplum tarafından desteklenmesi için sivil toplumunda desteğini alması lazım. Bu konuda sivil toplumun devreye girebileceği yöntemler oluşturmak lazım. Dünyadaki örnekler, bu süreçlerin çok fazla provokasyona açık olduğunu gösteriyor. Sürecin bir tarafı Türkiye ise diğer tarafı ise Suriye’dir. Suriye dış güçlerin müdahalesine açık bir alandır. Bu konuda siyasi partiler daha fazla dikkatli olmak zorundadır. Bu nedenle temkinli iyimserlik noktasındayım. Ama yakalanan süreç oldukça önemli ve değerlidir” dedi.
“ERDOĞAN’IN SÜRECİ SAHİPLENMESİ, GÜVENİ ARTIRACAKTIR”
Mehmet Kaya, bu sürecin en önemli aktörünün Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu ifade ederek, “Cumhurbaşkanının çok açık net şekilde süreci sahiplenmesi, toplumdaki güveni daha da artıracaktır.
Cumhurbaşkanı’ndan beklentimiz bir an önce sahiplenme ile ilgili bir mesajı vermesinde fayda var. Özellikle Suriye’de taraftarlara verilecek mesaj ve Türkiye’de devlet içinde bu işi provoke etmeye yönelik bazı güçlere verilmek istenen mesaj önemlidir. Özellikle barışın hem bölgesel kalkınma, hem de ekonominin kalkınmasında önemlidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dile getirilmesi de herkesi sürece katkı verilmesini sağlayacaktır” diye konuştu.
“TÜRKLER VE KÜRTLER İÇİN TARİHİ BİR FIRSATTIR”
Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu da, Kürt sorununun çözüm adresinin Meclis olduğuna inandıklarını ifade ederek, “1923’lerden bugünlere kadar 10 binlerce insanın hayatını kaybettiği Kürt sorununun çözümü için siyasi partilerin elini taşın altına koyması gerektiğine hep savunduk.
Şu anda yapılan görüşmeler, Meclis’te siyasi parti ziyaretleri büyük önem arz ediyor. Hiçbir siyasi parti rant düşünmeden ülkenin birliği ve kardeşliği için el sıkışmalılar. Türkler ve Kürtler için tarihi bir fırsattır. Bu fırsat değerlendirilmeli ve elinin tersiyle itilmemelidir. Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesi için birçok ulusal güçlerin çıkarı söz konusudur. Türkiye’nin ve Kürtlerin bunu görmesi ve bu süreci çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Geçmişteki süreçte büyük beklenti içerisindeydik. Ancak, tarafların samimiyetsizliği süreci akamete uğrattı. Bu kaygıyı yeniden yaşamak istemiyoruz. Yeni süreçte her kesim menfaat ve siyasi çıkar düşünmeden adım atmalıdır. Tarafların bu kardeşkanının akmasına dur demesini bekliyorum. Süreçten bu kez umutluyum” dedi.
“BAHÇELİ’NİN AKTİF ROL OYNAMASI BİR ŞANSTIR”
Diyarbakır Barosu Başkanı Abdülkadir Güleç, Bahçeli’nin açıklamaları ve ardından devam eden görüşmelerin sürecinin toplumda bir beklenti oluşturduğunu ifade ederek, “Toplumsal sorunların çözüm adresi siyasi partiler ve hükümettir.
Bahçeli’nin çıkışı siyasette çözüm potansiyelinin ortaya çıktığını gösterdi. Olumlu bir gelişmedir. İlk kez Türkiye’de milliyetçi ve Kürt sorunu konusunda şahin tutuma sahip olan Bahçeli’nin süreci başlatan aktör olması sorunun çözümünü de kolaylaştırır. Bahçeli’nin bu süreçte aktif rol oynaması bir şanstır. Diyarbakır’da Erdoğan’ın Kürt sorunun demokratik bir barışçıl çözümüne dair açılım yapmasını bekliyoruz. Süreç ciddi mesafe almadan, ciddi bir açıklama beklemiyorum. Ama olumlu mesaj bekliyorum. Kürt sorununun çözümünde güvenlik tedbirinin bir enstrüman olarak kullanılmasının zarar verdiğini demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesi gerektiğini söylemesini umut ediyorum. 2013 sürecinden daha uygun görünüyor. Uluslararası konjonktürde uygundur. Umutluyum. Ama yetmiyor. Toplumsal dinamikler ve STK’lar, kanaat önderleri aydınlar, yazarlarında destek vermesi gerekiyor. Toplumsal dayanak oluşursa güçlü destek ortaya çıkar ve siyasetçilerinde eli güçlenir” dedi.
“SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ DE DAHİL OLMALIDIR”
İHD Başkanı Ercan Yılmaz da, süreci desteklediklerini ve Sivil Toplum Örgütleri’nin de buna dahil olmasını isteyerek, “Öncelikle bazı adımlarda atılmalıdır. Geçmişle yüzleşme, TMK kaldırılmalı, sivil bir anayasa oluşturulmalı.
Hasta mahpusların tahliye olmasını düşünüyoruz. Süreçten umutluyuz. Kürt meselesi er veya geç de olsa diyalog yoluyla çözüleceğine inanıyoruz. Bunun için artık yeterince zaman ve insan kaybı yaşandı. Ayakları yere basan, sağlam adımlarla sürecin ilerlemesini düşünüyoruz. Erdoğan bölgeye geldiği zaman sürecin etkisiyle söylemlerinde bir yumuşama olabileceğini düşünüyoruz. Sözden ziyade atılacak adımlar önemlidir” diye konuştu.
Diyarbakır HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.