Peşinen söyleyeyim; hayvanlarla asla bir sorunum yok. Hatta bazı insanlardan daha çok hayvanları seviyorum. Köpek fobisi olan birisiyim. Köpeğe yaklaşamaz ve dokunamazsam da severim. Başıboş köpek dahil hayvanların katledilmesine gönlüm asla razı olmaz.
Ancak sokakta yürürken, köpek saldırısı tehlikesiyle de karşı karşıya kalmak istemem. Türkiye’nin her bölgesi, her ilinde maalesef başıboş köpeklerin sayısı her geçen gün artmakta. Ve bunlar ciddi tehlikeler oluşturuyor.
Birileri ısrarla görmezden gelse de, Türkiye'de bir başıboş köpek sorunu var. Dünyanın hiçbir ülkesinde, modern şehrinde göremeyeceğiniz bir sokak köpeği popülasyonuyla karşı karşıyayız. Başıboş köpekler üstelik, çocuklara, insanlara, başka hayvanlara da saldırıyor, trafik kazalarına sebep oluyor.
Vatandaş her şeyden önce sokakların güvenli olmasını istiyor. Bazı kent ve semtlerde özellikle gece insanlar köpek yığınıyla karşı karşıya kalıp, evlerine girmekte inanılmaz zorluklar yaşıyor. Çocuklar, güvenle sokağa, parka ve okula gidemiyor. Bu duruma seyirci kalınamaz.
Hayvanlar meselesinde merhamet dersi almaya ihtiyacım yok. Ben hayvanlara karşı son derece merhametliyim. Ama artık sokak ve caddelerde güvende değiliz. Her gün yeni bir başıboş köpek saldırısı vakasıyla karşılaşıyoruz.
Saldırıların artması ve sorunun büyümesi üzerine, iktidar partisi harekete geçti. Konu Meclise taşındı. Aylardır tartışılan, komisyon görüşmelerinde de tartışma ve kavgalara neden olan ‘Sahipsiz hayvanlara’ yönelik düzenlemeler içeren ‘Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’, TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonunda önceki gece kabul edildi. Kanun teklifini destekleyenler de var, karşı çıkanlar da. Aslında iddia edildiği gibi ortada katliam filan yok. Tek bir köpeğin tırnağına zarar verilmiyor. Teklifte neler olduğunu görmeden, bilmeden atıp savuranlar toplumda cingar çıkarmaya çalışan provokatörlerdir. Bunlara itibar etmemek lazım.
Ben hayvanların zarar görmeyeceği, aksine daha güvenli ortama çekileceklerini ön gören bu kanun teklifini sonuna kadar destekleyenlerdenim. Artık tek bir çocuğun köpek saldırısı nedeniyle hayatını kaybetmesi, ya da yüzünün tanınmayacak hale gelmesini görmek, duymak istemiyorum. Ben sürekli ciğer paresini başıboş köpek saldırısı sonucu kaybetmiş annenin acısını yüreğimde yaşıyorum.
Bu annelerle empati yapamayanlar, sürekli bu teklifi destekleyenleri hayvan düşmanı, hayvan katili olarak lanse etmelerini de kabul etmiyor ve kınıyorum.
Başıboş köpekler sokakta, yaşlı, kadın ve çocuk ayrımı yapmadan saldırıyor. Ölümle de sonuçlanan başıboş köpek saldırı vakalarında da çok ciddi bir artış var. Bunu görmeyelim mi? Her gün bir çocuğun daha köpek saldırısı sonucu hayatını kaybetmesi veya hayatının kararmasını izleyelim mi? Hayır hayır…
Aylardır toplumu yanlış bilgilendirdiler. Başta iktidar olmak üzere, kanun teklifini destekleyenleri hayvan katili suçlamasıyla itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Köpeklerin resmen katledileceği yalanlarını attılar. Oysa teklifte bunların hiçbiri yoktu. Komisyonda kabul edilen kanun teklifine gelin hep beraber bakalım;
Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişikliğe gidilecek. Buna göre, Kanun'un amaçlarına "insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla" ifadesi eklenecek.
Sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, tereddüde mahal verilmemesi, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan "sahipli hayvan" ve "sahipsiz hayvan" kavramları açık bir şekilde tanımlanacak.
Uygulamada tereddüde mahal verilmemesi amacıyla ve Kanun'daki "yakala-kısırlaştır-sal" metodunun kaldırılması nedeniyle hayvan bakımevi tanımında uyum değişikliği yapılacak. Hayvan bakımevinin tanımı, "Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis" şeklinde değiştirilecek.
Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların hayvan bakımevlerine toplanması ve buralarda rehabilite edilerek sahiplendirilinceye kadar bakılacak olması sebebiyle bakımevleri dışında bir hayvana bakmanın onun yasal sorumluluğunu alarak sahiplenilmesi suretiyle mümkün olabileceği ilkesi kabul edilecek. Kanun'un ilkeleri arasında yer alan "Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir." ifadesi yürürlükten kaldırılacak.
Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insani ve vicdani sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanları sahiplenmek isteyen ve Kanun'da öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eş güdüm sağlanması esas olacak.
Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılmaları için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlayacak, eğitim çalışmaları yapacak.
Hayvan bakımevlerine alınan hayvanlardan rehabilite edilen köpekler sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Doğru ve güncel veri sağlanabilmesi amacıyla hayvan bakımevlerine alınan hayvanlar Tarım ve Orman Bakanlığı veri sistemine kaydedilecek.
İl Hayvanları Koruma Kurulunun görevleri arasına, sahipsiz hayvanların korunmasına yönelik yürütülen çalışmaların yanı sıra insan, hayvan ve çevre sağlığını korumaya yönelik olarak sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirlemek ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri üretmek eklenecek.
Düzenlemeyle başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak desteğin kapsamı genişletilecek. Buna göre de insan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla bakımevleri, hastaneler ve ameliyathaneler kurmak; bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon ve sahiplendirme gibi faaliyetleri yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanacak.
Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kuracak. Belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri, sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek.
Belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı hayvan bakımevi kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, rehabilite etmek veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için harcamayan veya bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Söz konusu belediyeler 31 Aralık 2028'e kadar belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak.
Belediyeler, 31 Aralık 2028'e kadar hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5'i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak.
Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2025'e kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak.
Teklifle, sokakta bakıma ve korunmaya ihtiyacı olacak sahipsiz hayvan bulunmaması amaçlandığı için Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki "yerel hayvan koruma görevlileri"ne ilişkin hüküm yürürlükten kaldırılacak.
Teklif, Türkiye Büyük Millet Meclisi tatile girmeden, genel kurulda görüşülecek. Ve görüşme sonrası oy çokluğuyla kabul edilip yasallaşacak. Böylece sokaklar daha güvenli olacak.