Son zamanlarda televizyon ekranlarında yer alan bazı gündüz kuşağı programları, toplumun temel yapı taşı olan aile kurumunu ciddi şekilde tehdit eder hale gelmiştir. Özellikle “Esra Erol’da” adlı programda yaşanan son olay, bu tehlikenin boyutlarını gözler önüne sermektedir.
Engelli raporu bulunan Dilek Şahin’in başvurusuyla gündeme gelen olayda, 21 yaşındaki Cuma’nın, 47 yaşındaki kayınvalidesiyle yasak bir ilişki yaşadığı ortaya çıkmış ve bu durum kamuoyunda büyük tepki çekmiştir.
Bu tür içeriklerin, çocukların ve gençlerin ekran başında olduğu saatlerde yayınlanması, yalnızca bireysel ahlakı değil, aynı zamanda toplumsal değerleri ve aile yapısını da zedelemektedir.
Gündüz kuşağı programlarında sıkça karşılaşılan kavga görüntüleri, hakaretler, özel hayatın ifşası ve ahlaki normların ihlali, toplumun genel ahlak yapısını olumsuz etkilemektedir.
Bu programlar reyting uğruna mahremiyet sınırlarını hiçe saymakta, bireylerin yaşadığı dramları kamuoyuna malzeme haline getirmektedir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Anayasa’nın ve yayıncılık ilkelerinin kendisine verdiği görevle, toplumun ahlaki değerlerini ve aile kurumunu korumakla yükümlüdür. Ancak son dönemde yaşanan olaylar, bu denetim görevlerinin daha etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini göstermektedir. İzleyici şikayetlerinin artması, sosyal medyada yükselen tepkiler ve toplumsal rahatsızlık, bu konuda acil bir düzenleme ihtiyacını ortaya koymaktadır.
Toplumun Talepleri Açık:
Gündüz kuşağı programlarının içeriği denetlenmeli, reyting uğruna ahlaki değerler feda edilmemelidir.
Çocukların ekran başında olduğu saatlerde, şiddet, istismar ve gayrimeşru ilişkilerin ekranlara taşınması yasaklanmalıdır.
Mahremiyetin korunması ilkesine uygun içerikler teşvik edilmeli, teşhircilik yapan programlara müsamaha gösterilmemelidir.
RTÜK, bu tür içerikleri sürekli ve kararlı bir şekilde denetlemeli; gerektiğinde yayın durdurma veya program kaldırma yaptırımlarını hayata geçirmelidir.
Televizyon, yalnızca eğlendirme aracı değildir; aynı zamanda bir eğitim ve kültür aktarıcısıdır. Özellikle kamuya açık yayın yapan kanalların, bu sorumluluğu taşıması gerekmektedir. Aile yapısını tehdit eden, bireyleri teşhir eden ve toplumsal değerleri hiçe sayan yayınlara artık dur denmelidir.
RTÜK’ü, toplumun bu haklı taleplerine kulak vermeye, aile kurumunu koruma görevini daha etkin bir şekilde yerine getirmeye ve geleceğimiz olan çocuklarımızı bu zararlı içeriklerden korumaya davet ediyoruz.
Saygılarımla,
Toplumun Sesi