Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)’de köklü ve kapsamlı değişim için düğmeye basıldı. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, birçok il ve ilçe teşkilatlarının tamamı kongre süreciyle birlikte değişiyor.
Son yapılan yerel seçimlerde alınan başarısız sonuçların ardından, AK Parti yaklaşık 4 yıl sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri öncesi kendi kadrolarını yenilemek için, kongre sürecini resmen başlattı.
Kongre süreciyle beraber istifalar da alınmaya başlandı. Van’da İl ve ilçe başkanlarının neredeyse tamamının istifası alındı. Doğu ve Güneydoğu’daki teşkilatlarda başlayan değişim İstanbul ve Ankara ile devam edecek.
Daha önce tek liste halinde yapılan kongrelerde de bir değişime gidilecek. Bazı bölgelerde rekabet ve heyecanı artırmak için iki liste halinde seçimlere gidilecek.
Yerel seçimlerde başarısız olan illerin tamamında değişim ön görülüyor. İstanbul ve Ankara il ve ilçe teşkilatlarının tamamında değişim konuşuluyor. Göreve atanacak isimleri belirlemek üzere hummalı bir çalışma var.
Eğer ki, bu çalışmalar öncekilerden farklı olmayacak, şuandaki yöneticilerden farklı isimler göreve getirilmeyecekse, değişimin pek bir anlamı olmaz. AK Parti oldukça hassas davranmalı. 4 yıl sonra yapılacak seçimler öncesi yapılacak son değişikliği çok iyi yapmalı. Aksi halde sonuç hüsran olacaktır.
AK Parti, 22 yıldır iktidar. Çok güçlü bir teşkilat yapısı var. Geçmişte teşkilatları, başarılı halkla iç içe ve dürüst profillerde oluşan yöneticilerden oluşuyordu. Teşkilatların sahada yaptığı muazzam çalışmalar sandığa olumlu olarak yansıyordu. Özellikle kalfalık ve ustalık döneminde teşkilatlar, vatandaşlarla dolup taşıyor, vatandaşın derdini dinleyen ve halkın rahatça ulaşabileceği parti yöneticilerinin sayısı epeyce fazla idi.
İl başkanları tıpkı gençlik kolları başkanı gibi enerji dolu, heyecanlı ve istekli çalışıyordu. Kadın kolları adeta arı gibiydi. Girmedik hane, temas etmedikleri kadın seçmen bırakılmıyordu. Gençlik kolları da hakeza vızır vızır çalışıyordu.
Vatandaşın rahatça ulaşıp, derdini talebini iletecek bir teşkilat yapısı vardı. Peki ne oldu da AK Parti teşkilatları bu hale geldi?
Vatandaşın artık ulaşabileceği, derdini anlatacağı neden bir parti yöneticisi yok artık? Mahallede, köy ve mezralarda dolaşan vatandaşın ayağına giden, halini hatırını, derdini soran neden tek bir AK Partili yönetici yok?
Sebebini söyleyeyim; yukardan yapılan yanlış atamalar. Halka sormadan, saha araştırması yapmadan tabana danışmadan yapılan ve çoğu kibir abidesi olan kişilerden oluşan atamalar, teşkilatları bu hale getirdi.
İl başkanları, şehirlerinde adeta ulaşılmayan adam pozisyonundalar. Vatandaş bırakın yüz yüze görüşmeyi telefonla dahi görüşemiyor.
Teşkilatlarda ciddi bir hantallık var. Heyecan yok, vatandaşla buluşma halka inme, temas etme hiç yok. Bu gelecek için çok ciddi sıkıntı AK Parti açısından.
AK Parti, bu sıkıntının farkına vardı ki, değişim sürecini başlattı. Aslında burada asıl mesele doğru isimleri bulmak, liyakatli ve adaletli ve halkta karşılığı olan kişileri göreve getirmek.
İl başkanı atamalarında Teşkilat Başkanlığının daha tarafsız, daha adaletli bir çalışma yürütmesi lazım. İl başkanının kim olacağına önce halk karar vermeli. Vatandaşa ve tabana sorulmadan onların onayının olmadığı atamalar hiçbir işe yaramaz.
AK Parti’de İl Başkanı nasıl olmalı?
Yaptığı ve sürdürdüğü toplumsal mücadelesiyle örnek olmalı.
Milletvekilleri, belediye başkanları veya partinin ağır toplarının desteği ile olmamalı. Tamamen halkın sevdiği, güvendiği adaletli, dürüst, şeffaf ve kapısı sürekli halka açık olan biri olmalı.
Denetim mekanizmasını sürekli aktif tutacak, gerektiğinde gecenin bir saatinde hastane acil servislerine gidip halkın burada aldığı hizmetten memnun olup olmadığını soracak bir il başkanı olmalı.
Demokrasi, emek, barış ve işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin yanında olmalı. Parti üye profilini değiştirmeyi hedeflemeli, partinin yaptığı etkinliklerde veya eylemlerde,5-10 kişi ile katılmak yerine yüzlerce partiliyi biranda toplayabilecek il başkanı olmalı.
Parti içinde kişisel çıkarları için mücadele eden konumunda olan kişilere yer vermeyen, onlara tavır alan bir il başkanı olmalı.
Arada bir basın açıklaması yapan bir kişi yerine, ülke gündemi ile birlikte bölgesinin gündemini elinde tutan, bir sözü olan il başkanı olarak gündem yaratabilecek bir kişi olmalı.
Terör ve haksızlığa karşı sert tepki gösterecek, tavır koyacak biri olmalı.
Adaleti, şeffaflığı ve dürüst yönetim anlayışını hakim kılan biri olmalı. İl Başkanlığı binasında makam kapısını yerinden kaldıran, kapısız makam odası yapan biri olmalı.
Siyasetin ham maddesi halktır. Dolayısıyla il başkanı olacak kişi mesaisinin büyük bir bölümünü halkın içinde, halkın sorun ve taleplerini dinlemek, çözüm bulma yolunda geçirmelidir.