Türkiye, tarihi öneme sahip Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna hazırlanıyor. 28 Mayıs Pazar günü ikinci kez sandık başına gidip, 5 yıllık geleceğimize yön verecek iradeyi seçeceğiz. 14 Mayıs öncesi de ifade ettiklerimin arkasındayım. İkinci tura kalması benim için sürpriz olan Cumhurbaşkanlığı seçimini, Recep Tayyip Erdoğan’ın farklı kazanacağını düşündüğümü yineliyorum.
Kılıçdaroğlu’nun ilk turda aldığı oy oranının üzerine asla çıkamayacağını, aksine oylarında düşüş olacağını düşünüyorum. Çünkü muhalif seçmende sıfır bir motivasyon var. Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinin değişmesi, milliyetçi gömleği giymesi, karşılık ve güven bulamayacak.
Deprem bölgesindeki şehirlerde Cumhur İttifakına verilen desteğe karşın, özellikle de CHP başta olmak üzere, Millet İttifakı birleşenlerinden hakarete varan tepki ve söylemler, toplumun geniş bir kesimini rahatsız etti. CHP’li Tekirdağ Belediyesinin depremzede vatandaşları kaldıkları otellerden tahliye kararı, bu tepkiyi daha da artırıp yaygınlaştırdı.
Ötekileştirme ve ayırmanın çok açık ve bir somut adımı olarak görünen kabullenmez yöntem, hepimizi ürküttü. Milyonlar, kendi kendine ‘Yahu bu zihniyet ülkeyi yönetebilir mi?’ diye düşünmekten alıkoyamadı kendini.
Muhalif seçmende de ciddi bir motivasyon eksikliği ve seçimi kazanamama inancı yaygın. Ayrıca Kemal Kılıçdaroğlu’nun güven duyulamayan söylemleri de muhalif seçmenin karamsarlığını daha da artırıyor. Cumhur İttifakı cephesinde ve iktidar seçmeninde motivasyon çok yüksek. Cumhur İttifakı birleşenlerinin haftalardır sahada gösterdikleri performans ve söylemleri, daha pozitif. Bütün bu pozitif gelişme hem inancı artırıyor, hem de teşkilatlarda daha sıkı çalışmaların gerçekleşmesini sağlıyor. Erdoğan’ın, ‘En büyük rakibimiz rehavet’ sözleri tabanda ciddi anlamda karşılık bulmuş durumda.
AK Parti’de seçim çalışmaları hızlı ve aralıksız devam ediyor. CHP’de yaşanan moral bozukluğunun ise halen sürdüğü gözlemleniyor.
Peki, ikinci tur için liderlerin strateji ve söylemleri nasıl karşılanıyor? Cumhurbaşkanı Erdoğan hiç vakit kaybetmeden geçtiğimiz hafta partisinin yetkili kurullarını toplayarak, seçim startını vermişti. Strateji ekibi kapsamlı bir çalışma yaptı. AK Parti’nin seçim kampanyası, sahada son derece olumlu karşılanıyor. Erdoğan, İstanbul ve memleketi Rize başta olmak üzere, bazı büyükşehirler için ayrıntılı bir çalışma yapılması talimatını vermişti.
Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon ve zamlar büyükşehirlerde etkili oluyor. Özellikle de İstanbul’da. Yüksek kiralar gibi ciddi sorunlar var. AK Parti kadroları bu sorunların çözümü için yapılacak çalışma ve atılacak adımları topluma anlatıyor. Bu gibi sorunların varlığına dikkat çekilmesi ve çözümü için atılacak adımların seçmene anlatılması, önemli ölçüde karşılık ve güven buluyor.
Depremzedeler nasıl ki, ‘Bizi en erken evlerimize kavuşturacak olan lider yine Erdoğan olacaktır. Biz ona inanıyoruz’ diyorsa, hayat pahalılığı, fahiş fiyat artışları ve kiralık konut sıkıntısı gibi sorunların da yine Erdoğan tarafından çözüleceğine inanan milyonlar var. Özetle Erdoğan’ın Türkiye yeni yüzyılı söylemi toplumun çok geniş bir kesimi tarafından benimsenmiş ve karşılık bulmuştur.
Peki ya Kemal Kılıçdaroğlu ile Millet İttifakının birleşenlerinin kampanyası? Şahsen çok sönük ve karşılık bulmayan samimiyetsiz söylemlerle geçiyor. Bir defa Kılıçdaroğlu’nun Milliyetçi gömleğini giymesi, kesinlikle samimi bulunmuyor. Bunu ben değil, milliyetçi seçmenin çoğunluğu söylüyor. Bir yandan PKK, FETÖ gibi terör örgütlerinin açık desteği, diğer yandan CHP’li belediyelerin özellikle de, depremzedelere karşı söylem, tavır ve hakaretlere varan tepkileri, büyük ölçüde tepki almıştır. Bu politika karşılık bulmadığı gibi, ilk turda Kılıçdaroğlu’na oy vermiş olanların bile ikinci tur için düşüncesini tamamen değiştirmiştir.
Gelelim Sinan Oğan’a. İlk turda aldığı oylarla dikkat çeken, milliyetçi kimliğiyle tanınan Sinan Oğan’ın merakla beklenen açıklaması önceki gün akşam gerçekleşti. “Herhangi bir pazarlık yapmadık. İsteklerimizi, kırmızı çizgimizi ifade ettik. Atatürkçü ve milliyetçi ilkeler rehberimiz oldu. Türkiye’nin bekası siyasetimizin temelidir” dedi.
Oğan ikinci tur seçimlerde Erdoğan’ı destekleme kararıyla siyasetinin geleceğine de adını yazdırmış oldu. Oğan, milliyetçi kökenden gelen bir siyasetçi olarak Kandil’in, PKK’nın, HDP’nin desteklediği Kılıçdaroğlu’na destek verdiği takdirde, bütün ilkeleriyle ters düşmüş olacaktı. Bu da onun siyasi geleceğine ciddi anlamda darbe vuracaktı.
Cumhur İttifakı cephesinde herhangi bir pazarlığın olmaması, toplumun da beğeni ve takdirini kazanıyor. Millet İttifakı cephesinde bu durum çok farklı. Yüzde 000.1 oy oranına sahip bir parti ile pazarlık yapılıyor ve Milletvekilliği, Bakanlık hatta Cumhurbaşkanı Yardımcılığı veriliyor. Ülkenin bekası, ekonomik geleceği gibi önemli meselelerden uzak, sadece şahsi pazarlıklarla gündeme gelen bu ittifaka güven de, destek de oldukça azalmış durumda.
Dolayısıyla 28 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinin sonucu bellidir. 14 Mayıs seçimlerinde Meclis çoğunluğunu elde eden Cumhur İttifakının adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara kazanacağı, inanç ve düşüncesi çok güçlü bir biçimde ortaya çıkmıştır.