Merhabalar sevgili Malabadi Gazetesi okuyucuları ve sevgili takipçilerim, merhabalar değerli hemşerilerim…
Sevgili takipçilerim ve okurlarım bundan sonra sizlerle Malabadi gazetesinde birlikte olacağım. Burada yazmak yani Malabadi Gazetesinde sizlere ulaşmaktan eminim hepimiz daha çok keyf alacağız...
Memleketimin gazetesinde siz değerli takipçilerime diğer yazılarımdan daha farklı bir yazı ile karşınızdayım.
Sizleri bugün çocukluğuma, büyük hayallerimin başlangıcı olan, doğduğum
Küçük Köyüme ve orada ki büyük lezzetlere götürmek istiyorum.
Öncelikle Şef Mehmet Kudat kimdir hayat hikayesi nerede başladı hep beraber bir göz atalım ben 1978 yılında Diyarbakır Silvan nın sağlık köyünde doğdum ve yaklaşık 17 yaşıma kadar da çocukluğumu ve gençliğimin yarısını burada geçirdim,
Ondan sonra da yaklaşık 30 yıldır İstanbul’da yaşamaktayım bu 30 yıl zarfında neler yaptım 17 yaşında aşçılık mesleğine başladım 25 yıl bu mesleğimi icra ettim.
Peki hangi alanlarda neler mi yaptım.
Osmanlı mutfağı sarayın mutfağı.
Deniz ürünleri.
Mezopotamya mutfağı özellikle Mardin Diyarbakır bölgesi kozmopolit bir yer olduğu için içlerinde, yoğunlukla Kürt mutfağı, Ermeni, Süryani ve Arap mutfakları da barındırıyor ve ortaya muazzam bir kültür çeşitliği çıkıyor.
Daha sonra dünya mutfağına merak sardım onlarca ülkenin mutfağını araştırıp eğitimini aldım Türkiye’nin 68 ili gezdim Avrupa ve dünyanın onlarca ülkesini gezdim Avusturya Suudi Arabistan Dubai balkan ülkeleri Almanya Macaristan Saraybosna gezdim
40 tan fazla uluslararası gastronomi alanında geçerli olan belgeler aldım.
Katıldığım yarışmalarda 35 Plaket 21 altın madalya kazandım,
Son 5 yıldır üst üste
Yemek, kahvaltı, zeytinyağlı
Ve mezeler de Türkiye birinciliği seçildim. Türkiye’nin onlarca ilinde ilçesinde kaybolmaya yüz tutmuş lezzetleri gastronomi Kültür festivali ile tanıtmaya koordine etmeye başladım.
Beş yıldır dört mecrada gastronomi yazarlığı yapıyorum Milliyet gazetesi, ittifak gazetesi, yön gazetesi, favori medya magazin dergisi, Türk aşçı haberleri köşelerinde yazmaktayım.
Coğrafi işaret yemeklerimizi gün yüzüne çıkartıyoruz doğduğum olan ilçe Silvan’da uluslararası gastronomi festivali için görüşmeler yaptık ilkbaharda tüm Türkiye ye ve dünyaya Silvan’a tanıtacağız.
çocukluğumun geçtiği köyde kaybolma ya yüz tutmuş o şahane lezzetleri gün yüzüne çıkarmaya çalışıyorum, rahmetli babaannemin yaptığı yemek ve tatlıları hala tadı damağımda ve 30 yıllık bu aşçılık mesleki hayatımda hala o lezzetleri hiçbir yerde bulamadım.
Çocukluğumuz da hep istediğimiz o pekmezli un helvasını öyle bir tatlı lezzet görmedim resmen damakları çatlatıyordu, ev mutfağımız da buna benzer onlarca lezzetler vardı hiç unutamayacağım tandırda kelle paça mumbar yapıp bakır tencereye konularak akşamdan tandıra konuluyordu, sabaha kadar demlene demlene pişiyordu, sabahları erken den kalkıp sabırsızlıkla tandır da pişen yemeği bekliyorduk.
Sağlık yani (Sılox) köyünde yapılan eski yemekler bayram yemekleri Türkiye’nin neresinde olursam olayım bayramlarda muhakkak herkes gibi bende köyümde bayram geçirmeyi arzu ediyordum bayramda yapılan yemekler köy halkı bayram sabahı kalkıp önce bayramlaşma sonra Tek tek bayramlaşıp bizim ev camiye komşu olduğu için ilk bizim evden başlıyordu, bayram şekeri ikram ediyorduk sonra yer sofrasına yemekler sergiliyordu babaannem Cimilik tatlısı un helvası daha sonra köyde her evin onlara has bir yemeği vardı köyümüzün en sevilen kadını rahmetli Nesibe annenin sütlü sütlaç yapıyordu bu lezzeti hala da bulamıyorum. bir yerde köyümüzün en değerli sakine anne tatlı kursık yapardı her hanenin yaşlı teyzeler nineler dedeler Tek tek bayramlarını kutluyorduk, ellerini öpüyorduk ve hayır dualarını alıyorduk. Nerede o eski Çocukluğumuzun bayramları biraz sağlık köyümüzü anlatmak istiyorum
Bizim köyde neler yapardık çocukluğumuz döneminde tütün bostan bağ bahçe toplatıyorduk, köyün genç erkek ve kızları sabah erkenden kalkıp kafile kafile tarlaya doğru giderdik. Öğlen yemek molasında yemeğimiz tarlaya gelirdi bağ bahçeye gelirdi. akşam her tarlada çıkan kafileler toplanıp köye doğru gelmeye başlardık, yolda sohbet ede ede o yorgunluğumuz tamamen bitiyordu 17 yaşıma kadar bu küçük tatlı ve bir o kadar da zorlu geçen bir macera da geçti.
Köy de ki şartlar geçinmeye el-verişli olmamaya başladı ve kendimizi gurbet te bulduk hızlı büyüttü bizi hayat. Ve şehir hayatımız da başlamış oldu.
Saygılarımla