Diyarbakır, tarih boyunca medeniyetlerin göz bebeği olmuş, kültür ve doğanın iç içe geçtiği eşsiz bir şehir. UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan Hevsel Bahçeleri, bu eşsiz zenginliklerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Şehrin kalbi olan bu alan, sadece tarımsal üretim ve doğa güzellikleriyle değil, binlerce yıllık tarihi, kültürel ve gastronomik mirasıyla da dikkat çekiyor.
Hevsel Bahçelerinin Tarihî Yolculuğu
Hevsel Bahçeleri, Diyarbakır Surları ile Dicle Nehri arasında yer alan ve yaklaşık 8 bin yıldır kesintisiz tarım yapılan bir bölgedir. Bu bahçeler, Mezopotamya’nın bereketli topraklarının bir uzantısı olarak, geçmişten bugüne üretimin ve yaşamın devam ettiği kutsal bir alan olmuştur. Diyarbakır Surları’nın eteklerinde başlayan bu yeşil kuşak, surların ve Dicle’nin koruyucu kolları arasında, her daim yaşamın merkezi olmuştur.
Adı Nereden Geliyor?
“Hevsel”, Kürtçe bir kelime olup “Habsel”den türemiştir ve “bahçe” anlamına gelir. Bu isim, bölgenin tarım ve bitki örtüsü açısından taşıdığı önemi vurgular.
Örneğin Stratejik Önemi:
Eski çağlarda surların içinde yaşayan halk, tarımsal üretim ve su ihtiyacını karşılamak için Hevsel Bahçeleri’ni kullanmıştır. Aynı zamanda burası, kervan yollarının geçtiği bir bölge olarak ticaretin ve üretimin merkezi konumundaydı.
On Gözlü Köprü ve Dicle’nin Sessiz Şahitliği
Dicle Nehri, Mezopotamya’nın hayat kaynağı olarak anılır. Hevsel Bahçeleri’nin hemen yanı başından akan bu nehir, sadece toprakları sulamakla kalmaz, aynı zamanda bu bölgeye eşsiz bir ekosistem kazandırır.
On Gözlü Köprü (Mervaniler Köprüsü olarak da bilinir), 1065 yılında inşa edilmiş ve bölgenin mimari güzelliklerinden biridir. Dicle’nin serin sularını süsleyen bu köprü, tarihe ve kültüre geçişin sembolüdür.
Hevsel Bahçeleri ve Endemik Bitkiler
Hevsel Bahçeleri, sadece Diyarbakır’ın değil, tüm Mezopotamya’nın biyoçeşitliliğini yansıtır. Bölgede yetişen yüzlerce endemik bitki ve baharat, gastronomik mirasın temelini oluşturur.
Endemik Bitkiler:
Melengiç: Kahve yapımında kullanılan aromatik bir bitki.
Kırmızı Rezene: Çorbalarda ve salatalarda kullanılan şifa kaynağı bir bitki.
Sumak: Ekşi tadıyla Diyarbakır mutfağının vazgeçilmezi.
Çörekotu ve Zahter: Hevsel bahçelerinde doğal olarak yetişir, kahvaltı ve yemeklerde kullanılır.
Dicle’nin Baharatları:
Bahçelerden toplanan kekik, reyhan ve nane gibi otlar, geleneksel Diyarbakır yemeklerinin eşsiz lezzetini oluşturur. Hevsel Bahçeleri’nde yetişen bu bitkiler, bölgenin kendine has kokusunu ve tadını yansıtır.
Efsaneler ve Hikayeler
Hevsel Bahçeleri ve Dicle Nehri, birçok efsane ve hikâyeye konu olmuştur:
1. Sevdaya Şahit Köprü
Rivayete göre, On Gözlü Köprü’nün hemen yakınında, Dicle Nehri’nin serin sularında gizlenen bir sevda hikâyesi anlatılır. Aşıklar bu köprüden geçerken dilek diler ve aşklarının sonsuza kadar sürmesini umut edermiş.
2. Dicle’nin Bereketi
Eski halk arasında Dicle’nin bereketiyle ilgili şu söz söylenir:
“Dicle su verirse, Hevsel can bulur; Hevsel can bulursa, Diyarbakır halkı doyurur.”
Gastronomi ve Gelecek
Hevsel Bahçeleri’nin yetiştirdiği ürünler, Diyarbakır’ın gastronomik zenginliğini dünyaya taşımak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Özellikle coğrafi işaretli ürünlerle bölge mutfağını globalleştirme çalışmalarında Hevsel’in değerini vurgulamak gerekiyor.
Bu tarihî bahçeler, sadece Diyarbakır’ın değil, dünyanın ortak kültür mirası olarak korunmayı ve tanıtılmayı fazlasıyla hak ediyor.
Gastronomi yazarı danışman
Chef Mehmet kudat