Büyük bir heyecan yaratan ve süprizlerle de sonuçlanan 14 mayıs cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi üzerinden 5 ay geçti. 28. Dönem milletvekilleri belirlendi. Toplumda ‘kaderimiz değişir’ umudu hakim idi. Bu defa da ‘yalnız seçim dönemi bizleri hatırlıyorlar’ eleştirileri haklı çıktı. Neden mi?
İki milyondan fazla nüfusu olan ve kronikleşmiş yüzlerce sorun sayabileceğimiz Diyarbakır kentimizi temsil edeceğine ve sorunları çözebileceğine inanarak seçtiğimiz 12 vekili meclise irademizle yolladık. Parlamentoya en çok vekil gönderen kentlerden de biriyiz.
Kentte uyuşturucu, fuhuş, hak ihlalleri ve ekonomik sıkıntılar başta olmak üzere birçok sorunla boğuşuyoruz. Ancak yalnızız. Bir şeyler yapmak isteyen birkaç vekili arada görüyoruz. Elbette çabaları kıymetli ama yeterli değil. Vekiller kente oldukça yabancı ve ilgisiz.
Halkta vekillerin kendilerini kentten izole mi ediyor? sorusu dile gelen ilk sorulardan bir tanesi. Milletvekilleri farkındaysa bu kentin insanların oylarıyla seçildiler, Seçim bittikten sonra nezaketten de olsa seçilen vekiller, bu kentin insanlarının sayesinde orada bulundukları unutmamalılar. Sadece Sosyal medya vekilliği yerine Diyarbakır’ın sokaklarında gezmeli, halkın, sorunlarıyla birebir alakadar olmalılar.
Milletvekilleri çalışmaları ve Kent hizmetlerinde yetersiz kaldığı hepimiz görmekteyiz. Diyarbakır’da gün geçtikçe artan sorunlar ve halkın vekilleri toplumsal değişimden bihaber. Bu şehrin sorunlarını ülke gündemine taşımaları gerekenler milletvekilleridir. 14 Mayıs Genel Seçimlerinde kırsalı ve merkezi bir bütünen bu kentten 8 Yeşil Sol Parti, 3 Ak Parti ve 1 CHP milletvekili çıktı. Ancak Diyarbakır halkı Milletvekillerin çalışmalarından memnun olmadıkları gibi, birçok vatandaş Milletvekillerini tanımıyor bile. Saha çalışmalarını yapan sadece İki Milletvekili görünüyor. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile AK Parti Milletvekili Suna Kepolu Ataman, zaman zaman halkla bir araya gelerek vatandaşların sorunlarıyla ilgilendiklerine şahit olduk. Geriye 10 milletvekili kalıyor.
Diyarbakır’ın birçok problemi mevcut. Bunlarla ilgili vekiller çalışma yapıp sorunları dile getirmesi gerekirken, sosyal medyadan paylaşımlarla işleri geçiştiriyorlar. Sosyal medyada vekillik olunmaz.
Özellikle Yeşil Sol Parti’nin neredeyse hiçbir vekilini tanımadıklarını söyleyen vatandaşlara çıkın kendinizi tanıtın. Siyasetin öznesi olmak istiyorlarsa halkla iç içe olmalılar. Uzun bir zamandır özeleştiri sürecinden geçtiklerini de belirten parti sözcüleri özeleştirinin pratikte yapılabileceğini bilecek kadar deneyimlidirler. Onlara işlerini öğretmek gibi anlaşılmamalı ancak gerçek bu.
Diyarbakır sorunlarıyla ilgilenen, işçinin emekçinin, yolsuzlukların, hak ihlallerin üstüne üstüne giden bir vekil, işini yapan vekilin başımızın üstüne yeri vardır. Diyarbakır’ın 17 ilçesinde hemen hemen her gün bir sorun çıkıyor fakat vekiller sessiz. Bugün vekiller dışarı çıksa çoğu kişi tanımaz. Diyarbakır kaderine terk edilmiş durumda. Bazen Tanrıkulu’nu görüyoruz sadece. Seçilmişler bu halkın memurlarıdır. Halk onları göreve getirdiği gibi görevden alabileceği de unutulmamalıdır. Biz halkın sesi kulağı olmaya özen göstermeye devam edeceğiz. Temennimiz odur ki mazlum halkımız hak ettiği değeri görsün. Bunun da herkesin işini layığıyla yerine getirmesiyle mümkün olabileceği açıktır. 12 milletvekilimiz güç birliği yaparak Diyarbakır’ımız için daha güzle ve kalıcı çalışmalar yapacaklarına inanıyorum. Başarılar diliyorum.