İhsan Yılmaz
Köşe Yazarı
İhsan Yılmaz
 

"Narin'in Sessiz Çığlığı: Bir Aile Dramı mı, Yoksa Planlı Bir Cinayet mi?"

Narin davasında her geçen gün yeni detaylar ortaya çıkıyor, ancak bu detaylar olayın vahametini daha da artırıyor. Olay, töresel bir süs verilerek aile içi bir mesele gibi gösterilmek isteniyor olabilir, fakat bir çocuğu öldürmenin ne töresi ne de ahlaki bir gerekçesi olabilir. İddiaya göre, suç delillerini gizlemek adına aile meclisi adı altında hareket eden kişiler, bu korkunç suçu örtbas etmeye çalıştı. Basına yansıyan bilgiler, olayın töre cinayeti söylemlerinden öte bir "aile sapkınlığı" olduğunu düşündürüyor. Narin’in ölümünden sonra aile fertlerinin delilleri ortadan kaldırma konusunda organize bir şekilde hareket ettiği ortaya çıkıyor. Telefon görüşmelerinin silinmesi, güvenlik kameralarının bozulması, olayla ilgili konuşurken yüksek sesle müzik dinletilmesi gibi birçok detay, aile içindeki sapkınlığı gözler önüne seriyor. Hatta Narin’in dişlerinin sökülerek yok edilmesi, vahşetin boyutunu ortaya koyuyor. Cinayet mahallinin temizlenmesi için halı ve perdelerin yıkanması, suçun üstünün nasıl örtülmeye çalışıldığının bir göstergesi. Ancak bu titizlikle yürütülen temizlik çalışmasında, önemli bir detayı gözden kaçırdılar: Amca Salim Güran’ın ellerinde ve arabasında Narin’e ait DNA izleri bulundu. Bu izler, olayın çözümüne dair önemli bir delil olarak kabul ediliyor. Narin’i boğan elin kim olduğu henüz açıklanmasa da, aile fertlerinin bu suçu birlikte işlediği yönündeki şüpheler giderek güçleniyor. Bu korkunç olayda, suçluların sadece bireysel cezalarla değil, aile olarak işledikleri suçun bedelini de ödemeleri kaçınılmaz görünüyor. Ağırlaştırılmış müebbet cezasının yanı sıra, bir çocuğu boğmanın cezası, toplumun adalet talebini karşılayacak kadar ağır olmalı. Cinayet nedeninin açıklanıp açıklanmaması, cezanın boyutunu değiştirmeyecek; zira mahkemelerin itiraf ettirme gibi bir yükümlülüğü bulunmuyor. Olayın çözülmesinde en kritik nokta ise Narin’in annesinin tavrı. Annenin direnç gösterdiği ve olayın çözülmesini istemediği iddiaları var. Çocuğun evde boğulmuş olma ihtimali, delillerin yok edilmesi çabasını daha da anlamlı kılıyor. Ancak sabırlı olmalıyız. Acele etmek yerine, adaletin yavaş da olsa doğru işlemesine izin vermek en doğrusu. Sorgu ve yargı süreçleri zamana yayılırken, her geçen gün yeni deliller ve itirafların ortaya çıkması bekleniyor. Unutulmamalı ki, amca Salim Güran şüpheli ve baş zanlı olarak anılıyor. Mahkeme sonuçlanana kadar bu statüsü değişmeyecek. Hukuk ve insan hakları açısından herkesin masumiyet karinesi vardır. Bu süreçte olayın bütün boyutlarıyla açığa çıkması için sabırla beklemeli ve adaletin yerini bulacağına inanmalıyız.  
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2024 - Perşembe
İhsan Yılmaz

"Narin'in Sessiz Çığlığı: Bir Aile Dramı mı, Yoksa Planlı Bir Cinayet mi?"

Narin davasında her geçen gün yeni detaylar ortaya çıkıyor, ancak bu detaylar olayın vahametini daha da artırıyor. Olay, töresel bir süs verilerek aile içi bir mesele gibi gösterilmek isteniyor olabilir, fakat bir çocuğu öldürmenin ne töresi ne de ahlaki bir gerekçesi olabilir. İddiaya göre, suç delillerini gizlemek adına aile meclisi adı altında hareket eden kişiler, bu korkunç suçu örtbas etmeye çalıştı.

Basına yansıyan bilgiler, olayın töre cinayeti söylemlerinden öte bir "aile sapkınlığı" olduğunu düşündürüyor. Narin’in ölümünden sonra aile fertlerinin delilleri ortadan kaldırma konusunda organize bir şekilde hareket ettiği ortaya çıkıyor. Telefon görüşmelerinin silinmesi, güvenlik kameralarının bozulması, olayla ilgili konuşurken yüksek sesle müzik dinletilmesi gibi birçok detay, aile içindeki sapkınlığı gözler önüne seriyor. Hatta Narin’in dişlerinin sökülerek yok edilmesi, vahşetin boyutunu ortaya koyuyor. Cinayet mahallinin temizlenmesi için halı ve perdelerin yıkanması, suçun üstünün nasıl örtülmeye çalışıldığının bir göstergesi.

Ancak bu titizlikle yürütülen temizlik çalışmasında, önemli bir detayı gözden kaçırdılar: Amca Salim Güran’ın ellerinde ve arabasında Narin’e ait DNA izleri bulundu. Bu izler, olayın çözümüne dair önemli bir delil olarak kabul ediliyor. Narin’i boğan elin kim olduğu henüz açıklanmasa da, aile fertlerinin bu suçu birlikte işlediği yönündeki şüpheler giderek güçleniyor.

Bu korkunç olayda, suçluların sadece bireysel cezalarla değil, aile olarak işledikleri suçun bedelini de ödemeleri kaçınılmaz görünüyor. Ağırlaştırılmış müebbet cezasının yanı sıra, bir çocuğu boğmanın cezası, toplumun adalet talebini karşılayacak kadar ağır olmalı. Cinayet nedeninin açıklanıp açıklanmaması, cezanın boyutunu değiştirmeyecek; zira mahkemelerin itiraf ettirme gibi bir yükümlülüğü bulunmuyor.

Olayın çözülmesinde en kritik nokta ise Narin’in annesinin tavrı. Annenin direnç gösterdiği ve olayın çözülmesini istemediği iddiaları var. Çocuğun evde boğulmuş olma ihtimali, delillerin yok edilmesi çabasını daha da anlamlı kılıyor. Ancak sabırlı olmalıyız. Acele etmek yerine, adaletin yavaş da olsa doğru işlemesine izin vermek en doğrusu. Sorgu ve yargı süreçleri zamana yayılırken, her geçen gün yeni deliller ve itirafların ortaya çıkması bekleniyor.

Unutulmamalı ki, amca Salim Güran şüpheli ve baş zanlı olarak anılıyor. Mahkeme sonuçlanana kadar bu statüsü değişmeyecek. Hukuk ve insan hakları açısından herkesin masumiyet karinesi vardır. Bu süreçte olayın bütün boyutlarıyla açığa çıkması için sabırla beklemeli ve adaletin yerini bulacağına inanmalıyız.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.