İhsan Yılmaz
Köşe Yazarı
İhsan Yılmaz
 

Liselerdeki İdareci ve Öğretmenlerin Hatalı Davranış ve Söylemlerinin Öğrenciler Üzerindeki Tehlikeli Etkileri

Eğitim ortamında idareci ve öğretmenler, öğrencilerin gelişimi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Öğrenciler, sadece akademik bilgi değil, aynı zamanda etik, davranışsal ve sosyal becerileri de okulda öğrenirler. Ancak bu süreçte, idarecilerin ve öğretmenlerin hatalı davranış ve söylemleri, öğrencilere ciddi zararlar verebilir. Bu tür hatalı tutumlar yalnızca öğrencilerin eğitimine zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda ruhsal, duygusal ve sosyal gelişimlerini de tehlikeye sokar. İşte liselerdeki hatalı davranış ve söylemlerin öğrenciler üzerindeki tehlikeli etkileri: 1. Psikolojik Travma ve Kalıcı Anksiyete Sürekli eleştirilme, aşağılama veya alay konusu edilme, öğrencilerde derin psikolojik travmalar yaratabilir. Öğretmen ya da idareci tarafından yapılan sert ve aşağılayıcı söylemler, öğrencilerin benlik saygısını zedeler. Özellikle ergenlik dönemindeki gençlerde bu tür travmalar, ilerleyen yaşlarda kalıcı anksiyete bozukluklarına veya depresyona yol açabilir. Öğrenciler kendilerini yetersiz hissederek topluma karşı güven duygularını kaybedebilir ve bu da onların sosyal hayata katılımlarını kısıtlayabilir. 2. Saldırganlık ve Şiddet Eğilimi Adaletsiz disiplin yöntemleri, hakarete varan söylemler ve baskıcı yaklaşımlar, öğrencilerde öfke birikimine yol açabilir. Öğrenciler, bu tür durumlarda ya kendilerine zarar verme ya da çevrelerine yönelik saldırgan davranışlar geliştirme riski taşırlar. Zamanla şiddet eğilimi artan öğrenciler, arkadaşlarına, öğretmenlerine ve hatta aile bireylerine yönelik fiziksel veya sözlü saldırılarda bulunabilirler. Bu tür bir ortamda yetişen gençlerin, ilerleyen yıllarda da şiddeti bir problem çözme yöntemi olarak benimsemesi muhtemeldir. 3. Bilinçli veya Bilinçsiz Okul Terkleri İdarecilerin ve öğretmenlerin hatalı davranışları, öğrencilerde okuldan uzaklaşma isteği yaratabilir. Öğrenciler, sürekli eleştiri veya baskı altında olduklarında okul ortamını güvensiz ve stresli bir yer olarak görmeye başlarlar. Bu durum, okul terkine veya devamsızlık oranlarının artmasına neden olabilir. Özellikle düşük özgüven ve motivasyona sahip öğrenciler, hatalı söylemler karşısında eğitimden tamamen kopma riski taşırlar. Okul terkleri, öğrencilerin gelecekteki kariyerlerini ve yaşam standartlarını olumsuz etkileyen ciddi bir sonuç doğurur. 4. İntihar Düşünceleri ve Kendine Zarar Verme Özellikle duygusal olarak hassas öğrenciler, öğretmenlerin veya idarecilerin hatalı ve sert davranışlarına karşı kendilerini çaresiz hissedebilirler. Bu çaresizlik, zamanla öğrencilerin kendilerine zarar verme veya intihar düşüncelerine kapılmasına neden olabilir. İdareci ve öğretmenlerin öğrencilerin psikolojik sınırlarını anlamaması, onları geri dönülmez bir ruhsal çöküntüye sürükleyebilir. Türkiye'de ve dünya genelinde okul ortamında yaşanan psikolojik baskılar sonucu genç intihar vakalarının görülmesi, bu konunun ne kadar tehlikeli olduğuna dair bir uyarıdır. 5. Akademik Başarıda Keskin Düşüş Öğretmen ve idarecilerin hatalı davranışları, öğrencilerin akademik başarısını ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir. Özellikle sürekli baskı altında hisseden veya yeterince takdir edilmeyen öğrenciler, derslere karşı ilgilerini kaybeder ve başarılı olmak için motivasyon bulamazlar. Bu durum, öğrencilerin derslere olan katılımını düşürür ve akademik performanslarını tehlikeye atar. Uzun vadede, bu öğrenciler eğitim sistemine güvenlerini kaybeder ve daha düşük performans sergiler. 6. Sosyal İzolasyon ve Antisosyal Davranışlar Okulda, öğretmen ve idarecilerin baskıcı tutumları karşısında kendini ifade edemeyen öğrenciler, sosyal çevrelerinden de uzaklaşabilir. Sürekli eleştirilen veya aşağılanan öğrenciler, arkadaşlarıyla ilişkilerini kesebilir ve yalnızlaşabilir. Sosyal izolasyon, gençlerde antisosyal kişilik bozukluklarına veya içe kapanmaya neden olabilir. Zamanla, bu öğrenciler sosyal ilişkiler kurmada zorlanır ve toplumdan tamamen izole olabilir. 7. Kendi Değerini Reddetme ve Kişilik Bozuklukları Öğrenciler, öğretmen ve idarecilerin söylemlerini içselleştirebilir. Eğer bir öğrenci sürekli olarak "yetersiz", "başarısız" veya "disiplinsiz" gibi niteliklerle anılıyorsa, zamanla kendisini bu şekilde görmeye başlar. Bu tür bir öz algı, öğrencinin kişilik gelişimine zarar verebilir ve bireyin kendi değerini reddetmesine yol açabilir. Bu durum, ilerleyen yaşlarda narsistik veya bağımlı kişilik bozuklukları gibi ruhsal sorunların temelini oluşturabilir. 8. Yanlış Rol Modellerin Etkisi İdareciler ve öğretmenler, öğrencilere hem akademik hem de etik açıdan örnek teşkil eden figürlerdir. Ancak hatalı davranışlar ve söylemler, öğrencilerde olumsuz bir rol model algısı yaratabilir. Özellikle genç yaşta doğruyu yanlışı ayırt etme konusunda zorlanan öğrenciler, öğretmenlerinin olumsuz davranışlarını taklit edebilir ve bu davranışları sosyal hayatta da uygulamaya başlayabilirler. Bu durum, toplum genelinde daha geniş çaplı sosyal sorunlara yol açabilir. Sonuç Liselerdeki idareci ve öğretmenlerin hatalı davranış ve söylemleri, öğrenciler üzerinde derin ve tehlikeli etkilere yol açabilir. Bu etkiler, öğrencilerin sadece akademik başarısını değil, ruhsal sağlığını, sosyal ilişkilerini ve gelecekteki yaşamlarını da ciddi şekilde tehdit eder. Bu nedenle, eğitimcilerin öğrencilere karşı daha anlayışlı, destekleyici ve bilinçli bir yaklaşım sergilemeleri büyük önem taşır. Eğitim kurumları, öğretmenlerin ve idarecilerin psikolojik etkileri konusunda eğitim almasını sağlayarak, gençlerin sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamında büyümelerine katkıda bulunmalıdır.
Ekleme Tarihi: 18 Ekim 2024 - Cuma
İhsan Yılmaz

Liselerdeki İdareci ve Öğretmenlerin Hatalı Davranış ve Söylemlerinin Öğrenciler Üzerindeki Tehlikeli Etkileri

Eğitim ortamında idareci ve öğretmenler, öğrencilerin gelişimi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Öğrenciler, sadece akademik bilgi değil, aynı zamanda etik, davranışsal ve sosyal becerileri de okulda öğrenirler. Ancak bu süreçte, idarecilerin ve öğretmenlerin hatalı davranış ve söylemleri, öğrencilere ciddi zararlar verebilir. Bu tür hatalı tutumlar yalnızca öğrencilerin eğitimine zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda ruhsal, duygusal ve sosyal gelişimlerini de tehlikeye sokar. İşte liselerdeki hatalı davranış ve söylemlerin öğrenciler üzerindeki tehlikeli etkileri:

1. Psikolojik Travma ve Kalıcı Anksiyete

Sürekli eleştirilme, aşağılama veya alay konusu edilme, öğrencilerde derin psikolojik travmalar yaratabilir. Öğretmen ya da idareci tarafından yapılan sert ve aşağılayıcı söylemler, öğrencilerin benlik saygısını zedeler. Özellikle ergenlik dönemindeki gençlerde bu tür travmalar, ilerleyen yaşlarda kalıcı anksiyete bozukluklarına veya depresyona yol açabilir. Öğrenciler kendilerini yetersiz hissederek topluma karşı güven duygularını kaybedebilir ve bu da onların sosyal hayata katılımlarını kısıtlayabilir.

2. Saldırganlık ve Şiddet Eğilimi

Adaletsiz disiplin yöntemleri, hakarete varan söylemler ve baskıcı yaklaşımlar, öğrencilerde öfke birikimine yol açabilir. Öğrenciler, bu tür durumlarda ya kendilerine zarar verme ya da çevrelerine yönelik saldırgan davranışlar geliştirme riski taşırlar. Zamanla şiddet eğilimi artan öğrenciler, arkadaşlarına, öğretmenlerine ve hatta aile bireylerine yönelik fiziksel veya sözlü saldırılarda bulunabilirler. Bu tür bir ortamda yetişen gençlerin, ilerleyen yıllarda da şiddeti bir problem çözme yöntemi olarak benimsemesi muhtemeldir.

3. Bilinçli veya Bilinçsiz Okul Terkleri

İdarecilerin ve öğretmenlerin hatalı davranışları, öğrencilerde okuldan uzaklaşma isteği yaratabilir. Öğrenciler, sürekli eleştiri veya baskı altında olduklarında okul ortamını güvensiz ve stresli bir yer olarak görmeye başlarlar. Bu durum, okul terkine veya devamsızlık oranlarının artmasına neden olabilir. Özellikle düşük özgüven ve motivasyona sahip öğrenciler, hatalı söylemler karşısında eğitimden tamamen kopma riski taşırlar. Okul terkleri, öğrencilerin gelecekteki kariyerlerini ve yaşam standartlarını olumsuz etkileyen ciddi bir sonuç doğurur.

4. İntihar Düşünceleri ve Kendine Zarar Verme

Özellikle duygusal olarak hassas öğrenciler, öğretmenlerin veya idarecilerin hatalı ve sert davranışlarına karşı kendilerini çaresiz hissedebilirler. Bu çaresizlik, zamanla öğrencilerin kendilerine zarar verme veya intihar düşüncelerine kapılmasına neden olabilir. İdareci ve öğretmenlerin öğrencilerin psikolojik sınırlarını anlamaması, onları geri dönülmez bir ruhsal çöküntüye sürükleyebilir. Türkiye'de ve dünya genelinde okul ortamında yaşanan psikolojik baskılar sonucu genç intihar vakalarının görülmesi, bu konunun ne kadar tehlikeli olduğuna dair bir uyarıdır.

5. Akademik Başarıda Keskin Düşüş

Öğretmen ve idarecilerin hatalı davranışları, öğrencilerin akademik başarısını ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir. Özellikle sürekli baskı altında hisseden veya yeterince takdir edilmeyen öğrenciler, derslere karşı ilgilerini kaybeder ve başarılı olmak için motivasyon bulamazlar. Bu durum, öğrencilerin derslere olan katılımını düşürür ve akademik performanslarını tehlikeye atar. Uzun vadede, bu öğrenciler eğitim sistemine güvenlerini kaybeder ve daha düşük performans sergiler.

6. Sosyal İzolasyon ve Antisosyal Davranışlar

Okulda, öğretmen ve idarecilerin baskıcı tutumları karşısında kendini ifade edemeyen öğrenciler, sosyal çevrelerinden de uzaklaşabilir. Sürekli eleştirilen veya aşağılanan öğrenciler, arkadaşlarıyla ilişkilerini kesebilir ve yalnızlaşabilir. Sosyal izolasyon, gençlerde antisosyal kişilik bozukluklarına veya içe kapanmaya neden olabilir. Zamanla, bu öğrenciler sosyal ilişkiler kurmada zorlanır ve toplumdan tamamen izole olabilir.

7. Kendi Değerini Reddetme ve Kişilik Bozuklukları

Öğrenciler, öğretmen ve idarecilerin söylemlerini içselleştirebilir. Eğer bir öğrenci sürekli olarak "yetersiz", "başarısız" veya "disiplinsiz" gibi niteliklerle anılıyorsa, zamanla kendisini bu şekilde görmeye başlar. Bu tür bir öz algı, öğrencinin kişilik gelişimine zarar verebilir ve bireyin kendi değerini reddetmesine yol açabilir. Bu durum, ilerleyen yaşlarda narsistik veya bağımlı kişilik bozuklukları gibi ruhsal sorunların temelini oluşturabilir.

8. Yanlış Rol Modellerin Etkisi

İdareciler ve öğretmenler, öğrencilere hem akademik hem de etik açıdan örnek teşkil eden figürlerdir. Ancak hatalı davranışlar ve söylemler, öğrencilerde olumsuz bir rol model algısı yaratabilir. Özellikle genç yaşta doğruyu yanlışı ayırt etme konusunda zorlanan öğrenciler, öğretmenlerinin olumsuz davranışlarını taklit edebilir ve bu davranışları sosyal hayatta da uygulamaya başlayabilirler. Bu durum, toplum genelinde daha geniş çaplı sosyal sorunlara yol açabilir.

Sonuç

Liselerdeki idareci ve öğretmenlerin hatalı davranış ve söylemleri, öğrenciler üzerinde derin ve tehlikeli etkilere yol açabilir. Bu etkiler, öğrencilerin sadece akademik başarısını değil, ruhsal sağlığını, sosyal ilişkilerini ve gelecekteki yaşamlarını da ciddi şekilde tehdit eder. Bu nedenle, eğitimcilerin öğrencilere karşı daha anlayışlı, destekleyici ve bilinçli bir yaklaşım sergilemeleri büyük önem taşır. Eğitim kurumları, öğretmenlerin ve idarecilerin psikolojik etkileri konusunda eğitim almasını sağlayarak, gençlerin sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamında büyümelerine katkıda bulunmalıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.