Son günlerde peş peşe gelen intihar haberleri, toplum olarak üzerinde düşünmemiz gereken derin yaraları açığa çıkarıyor. Diyarbakır’da Sağlık Emekçileri Sendikası’nın (SES) Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi iş yeri temsilcisi Abdullah Alagündüz’ün yaşamına son vermesi, bireysel bir trajedinin çok ötesinde bir meseleye işaret ediyor. Bu tür olayların altında yatan ekonomik ve sosyal sorunlar, sadece bir bireyin değil, toplumun tamamının yükünü taşıyamaz hale geldiğini gösteriyor.
Borç Batağında Sıkışan Gençlik
Türkiye'de gençlerin giderek artan ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu bir gerçek. Eğitim masrafları, geçim sıkıntısı ve geleceğe dair belirsizlikler gençleri borçlanmaya itiyor. Bankaların gençlere kontrolsüz bir şekilde kredi kartı ve yüklü miktarda kredi sağlaması, bu ekonomik çıkmazı daha da derinleştiriyor.
Kredi kartı borçlarını ödeyemez hale gelen gençler, çareyi kimi zaman daha yüksek riskli borçlanmalarda ya da bahis gibi tehlikeli tuzaklarda arıyor. Ancak bu yolun sonu, ya hayatlarını sonlandırmaları ya da ailelerine yüklü miktarda borç bırakmalarıyla sonuçlanabiliyor. Bu durum, sadece bireyleri değil, aile yapısını ve toplumsal dayanışmayı da tehdit ediyor.
Bahis ve Uyuşturucu Tuzakları
Gençlerin karşı karşıya kaldığı bir diğer büyük tehlike, bahis ve uyuşturucu gibi bağımlılıklar. Kolay yoldan para kazanma vaadiyle başlatılan bahis alışkanlığı, kısa sürede borç batağına dönüşüyor. Uyuşturucu ise gençleri fiziksel ve ruhsal olarak çöküşe sürüklüyor. Bahis ve uyuşturucu bağımlılığı, sadece bireyin değil, toplumun geleceğini de tehlikeye atıyor.
Toplum Olarak Nereye Gidiyoruz?
Artan intiharlar ve gençlerin yaşadığı sorunlar, aslında daha büyük bir sorunun yansıması. Ekonomik sıkıntılar, gelecek kaygısı, sosyal baskılar ve zayıf destek mekanizmaları, gençleri bu çıkmazlara sürüklüyor. Ancak asıl soru şu: Bu sorunları çözmek için neler yapılıyor?
Ne Yapılmalı?
Ekonomik Denetim ve Düzenlemeler: Bankaların gençlere kontrolsüz kredi ve kredi kartı vermesinin önüne geçilmeli. Bu konuda Meclis tarafından bir araştırma komisyonu kurulmalı ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Bahis ve Uyuşturucu ile Mücadele: Bahis ve uyuşturucu bağımlılığına karşı kapsamlı bir mücadele başlatılmalı. Özellikle gençlerin bu tuzaklara düşmesini önleyecek sosyal politikalar geliştirilmelidir.
Psikolojik Destek ve Sosyal Politikalar: Gençlere yönelik psikolojik destek mekanizmaları güçlendirilmeli. Eğitimden istihdama, sağlık hizmetlerinden sosyal güvenceye kadar her alanda gençlerin yanında olunmalıdır.
Toplumsal Dayanışma: Ailelerin ve toplumun gençlere destek olabileceği bir sosyal dayanışma ağı kurulmalıdır. Gençlerin yalnız olmadıklarını hissetmeleri, bu tür trajedilerin önlenmesinde hayati bir rol oynar.
Gençlik, bir toplumun geleceğini belirleyen en önemli dinamiklerden biridir. Ancak bu gençlik, borç ve bahis gibi tuzaklarla çöküşe sürükleniyorsa, geleceğimiz tehlikede demektir. Abdullah Alagündüz’ün trajik kaybı, hepimiz için bir uyarı niteliği taşıyor. Gençlerin önündeki bu karanlık tabloyu değiştirmek, sadece bireylerin değil, tüm toplumun sorumluluğudur. Bu sorunları görmezden gelmek, daha büyük trajedilere davetiye çıkarmaktan başka bir şey değildir.