Anne demek, fedakarlık demek, kendi canından daha çok evladının canını düşünen, güzel yürekli insan demek. Canın yandığında senin acını paylaşan, hastalandığında başucunda ağlayarak sabahlayan merhametli kalptir anne. Ne güzel bir cümle değil mi? ‘Cennet annelerin ayaklarının altındadır.’ İşte her şeyin anlamı burada başlıyor. Bazı annelerin ayaklarının altında ise, maalesef ‘cehennem’ varmış. Tıpkı Narin Güran’ın annesi Yüksel Güran gibi… Bu kadına ‘anne’ demek bütün annelere saygısızlık olur.
Yaşananlar, yaşatılanlar maalesef artık annelik duygusunu da tartışır hale getirdi. Çocuklarına şiddet uygulayan, istismar edilmesine göz yuman, hatta öldürülmesine dahi onay veren sözüm ona anneleri görünce, hem bizim, hem de iyi, namuslu ve merhametli annelerin de vicdanı sızlıyor.
Şu yaşanan vahim olaylar, artık her kadına ‘Anne’ demememiz gerektiğini bize gösterdi. Çünkü bunlar anne değil, olmazlar da. Bunların vicdanı körelmiş, ciğerleri yok olmuş, merhametsiz insanlar.
Peki kim bunlar? Narin’in sözüm ona annesi Yüksel Güran gibi, Sıla bebeğin annesi gibi.. Bunlar gibi anne yerin dibine batsın.
Bir kadın anne olduktan sonra, sadece kendi çocuğu değil, dünyadaki tüm çocukları koruyup, sıkı sıkı sarmalamak, sevmek istiyorsa annedir. Yok bunun tam tersini hissedenlerin, bırakın anneliği, insanlığını sorgularım.
8 Yaşında organize bir şekilde katledilen Narin’in annesi Yüksel Güran’ın, insanlığını sorgulayalım diyeceğim ama, bence hiç gerek yok. İnsan görünümünde iğrenç bir yaratığın insanlığı yok ki sorgulayalım.
Malumunuz; tüm Türkiye’yi yasa boğan Narin Güran cinayetinde, geçtiğimiz hafta yeni gelişmeler ortaya çıktı. Yüzlerce şüphelinin gözaltına alındığı davada taşlar yerine otururken, katilin kim olduğu da netlik kazanmaya başladı. Peki Narin Güran’ın katili kim, 7 yaşındaki Narin’i kim öldürdü?
Sosyal medya yıkılıyor, herkes her yerde bunu konuşuyor, içindeki tüm kızgınlığı, kini ve nefreti kusuyor bu olay üzerinden haklı olarak. Çünkü organize bir yapı var. Ve bu yapı tamamen ailenin içinde.
Yahu artık 5 yaşındaki çocuk bile biliyor Narin’in aile fertlerinden biri veya birden fazla kişinin katlettiğini.
Diyarbakır Adliyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülen davanın ilk duruşmasında, Nevzat Bahtiyar önemli itiraflarda bulundu. Mahkemeyi etkilemek gibi olmasın ama, kanaatimce doğruları itiraf etti.
Nevzat Bahtiyar dedi ki;
''Arabam aşağıdaydı yaya olarak Arif Güran’ın evinin etrafındaydık. Ahırın orada Salih Güran ile buluştuk. Salim dışında kimse yoktu. Salim Güran bana gel seninle işim var dedi. Savcılık beyanımda korkmuştum. Beni ailemle tehdit ettikleri için savcılıkta o şekilde ifade verdim. Cezaevindeyken kimse bana para teklifinde bulunmadı. Arif Güran’ın evinin içerisine girdiğimizde Salih Güran ile birlikte evin içerisinde kimseyi görmedim. Sadece Narin’in cansız bedeni vardı. Ben herhangi bir bağrışma duymadım. Salim Güran’ın beni eve neden çağırdığını ilk başta bilmiyordum. Narin’in cesedini görünce anladım. Salim Güran bana Yüksel ile birlikte olduklarını Narin gördüğü için ‘onu öldürdüm’ dedi. Salim beni arayıp gel seninle işim var diyene kadar ben Salim'i görmedim. Salim ben bahçeyi sularken geldi o zaman gördüm. Evde Narin’in cesedini görünce bana bu cesedi kaybedeceksin dedi. Götürüp bir yere at dedi. Cesedi dere kenarasın götürmemi Salim söyledi. Cesedi parçalamamı söyledi. Ben hayatımda ilk defa ceset gördüm. Beni silahla, seni oğlun Muhammet’i alıp götürüp önce onun kafasına sonra senin kafana sıkarım deyince cesedi alıp götürdüm. Ben Narin'i gördüğümde battaniyeye sarılı değildi. Salim dışarı çıkıp battaniye getirdi. O sırada Narin evde cansız bir şekilde yatıyordu. Battaniyeye sardıktan sonra kendi aracıma götürdüm. Yüksel, Narin'i araca götürdüğümde yukarıda ağlıyordu’’
Yüksel Güran’ın Narin’in cesedini araca taşırken gördüğünü söylüyor. Bu doğru ise, ki kanaatimce doğru, anne başından beri biliyor. Hatta cinayete ortak.
Davada yaşananları tekrar hatırlayalım;
Hakim: Neden daha önce konuşmadınız?
Nevzat Bahtiyar: Salim'den korktum, konuşmadım.
Hakim, Nevzat'a tekrar Yüksel Güran'ı sordu.
Nevzat Bahtiyar: Narin'i evin içine koyduğumda, bizim evin üstü yüksekti tepede Yüksel'i gördüm eli yüzünde bana bakıyordu. Enes’i hiç görmedim.
Nevzat Bahtiyar’ın itiraf ve ifadelerinden de anlıyoruz ki Yüksel Güran, cinayeti ilk dakikasından biliyor.
Günlerce sahte gözyaşlarıyla hem jandarmayı yanlış yönlendirmiş, hem de toplumun tamamının aklıyla alay etmiş. Acılı, ciğeri yanmış bir anne rolüne girip, kendisini bu işten sıyırma gayreti içerisine girmiş.
Narin’in cansız bedeninin bulunduğu ilk dakikadan itibaren araştırma içerisine girdik. Hem olayı takip eden meslektaşlarım, hem de güvenlik kaynaklarımla sürekli irtibatta oldum. Yan ve çevre köylerden bu katil şüphelilerini tanıyan bazı kimselerle konuştum.
Bu cinayetin birine yığılma gayretinin olduğunu biliyoruz. Bu kesin. Olay yargıda. Niyetinde ben dedektif değilim. Ama uzun bir süre polis muhabirliği tecrübem var. Benim kanaatim odur ki; Yüksel Güran işin içinde bu kesin. Hatta kendi ayıbının ortaya çıkmaması için buna göz yumduğu düşüncesinde olanlarla aynı saftayım.
Cinayeti işleyenler, cinayeti itiraf etmekten değil, ‘Neden’ sorusuna cevap vermekten korkuyorlar. Yaptıkları yasak ve utanç verici pisliklerinin ifşa olacağından çekiniyorlar.
Onlar ne kadar yalanlarını sürdürüp işin içinden çıkmaya çalışsalar da, başta adil yargı ve toplum buna asla izin vermeyecektir. Narin’in davası bütün vicdanlılara emanet. Ve biz bu işin peşini asla bırakmayacağız.