İhsan Yılmaz
Köşe Yazarı
İhsan Yılmaz
 

Yeni Bir Siyaset Dönemi Mi?"

Türkiye siyasetinin dinamikleri, çoğu zaman beklenmedik anlarda dönüşüm sinyalleri verir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış oturumunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti eş genel başkanlarıyla tokalaşması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu tokalaşma, yalnızca sıradan bir nezaket gösterisi olarak değerlendirilmedi; aksine, Türkiye’nin hem iç siyasetinde hem de bölgesel dinamiklerinde yeni bir dönemin başlangıcı olabileceğine dair güçlü bir sinyal olarak algılandı. Peki, bu sıcak gelişme ne anlama geliyor ve Türkiye'deki siyasi ittifaklara nasıl bir yön verebilir? Türk-Kürt İttifakının Tarihsel Derinliği Türk ve Kürt halkları arasındaki ilişkiler, yalnızca modern çağın değil, bin yıllık bir tarihsel derinliğe sahiptir. Bu ilişkiler, kritik dönemlerde iki halkın ittifaklarıyla şekillenmiş ve coğrafyanın siyasi haritasını derinden etkilemiştir. Tarihsel kırılmaların en önemlilerinden biri, 1071 Malazgirt Savaşı’dır. Malazgirt, Türklerin Anadolu’ya giriş kapısını aralarken, Kürt halkının da bu süreçte Türklerle tarihsel bir ittifak kurmasının temellerini atmıştır. Bu ittifak, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de sürdü. 1514’te Yavuz Sultan Selim ile Kürt alim ve siyasetçi İdris-i Bitlisi arasında yapılan anlaşma, iki halk arasında güçlü bir siyasi ve askeri işbirliğinin kapılarını açtı. Amasya Antlaşması olarak bilinen bu süreç, Ortadoğu’nun yeniden şekillendiği dönemde Kürtlerin Osmanlı ile ittifakını sağlamlaştırdı. Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk meclisinde de bu ittifakın izlerini görmek mümkün. Türk ve Kürt halkları, Osmanlı’nın çöküş sürecinde ortak bir kurtuluş mücadelesi vererek, Birinci Meclis çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına katkı sundular. Ancak sonraki yıllarda bu ittifak, çeşitli nedenlerle zayıfladı ve aradaki bağlar giderek daha kırılgan hale geldi. Bugünün Kırılma Noktası: Bölgesel ve Küresel Dinamikler Günümüzde dünya, bir kez daha tarihsel bir kırılmanın eşiğinde duruyor. Ortadoğu’daki çatışmalar, büyük güçlerin vekalet savaşları ve bölgesel rekabetler, hem Türkiye’yi hem de Kürtleri derinden etkileyen bir savaş sarmalına dönüşmüş durumda. Suriye iç savaşı, Irak’taki istikrarsızlık, Kürt meselesinin bölgedeki büyük güçlerin stratejik oyunlarına alet edilmesi gibi gelişmeler, bu ittifakın yeniden ele alınmasını zorunlu kılıyor. Bu bağlamda, Bahçeli’nin DEM Parti eş genel başkanlarıyla tokalaşması, salt bir siyasi jestten öte, Türkiye’nin iç ve dış politikasında köklü bir değişimin işareti olarak yorumlanıyor. MHP gibi milliyetçi bir partinin liderinin Kürt siyasi temsilcileriyle sergilediği bu görüntü, hem Türk hem de Kürt toplumlarına “ittifakın tazelenmesi” gerektiğine dair güçlü bir mesaj veriyor. Bugün Ortadoğu’da ve dünyada yaşanan çatışmalar, bölgedeki halkları daha büyük bir işbirliğine ve dayanışmaya zorluyor. Bahçeli ve DEM Parti: Yeni Bir Siyaset Dilinin Kapısı mı? Bahçeli’nin tokalaşma anı ve sonrasında taraflardan gelen açıklamalar, Ankara’da yeni bir siyasi bakış açısının gelişmekte olduğunun göstergesi olarak okunabilir. DEM Parti eş genel başkanlarıyla kurulan bu diyalog, Türkiye’nin yalnızca iç siyasette değil, bölgesel barış ve istikrar için de yeni ittifaklara ihtiyaç duyduğuna işaret ediyor. Kürt meselesinin yalnızca bir iç mesele olmaktan çıkarak, bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanması açısından stratejik bir öneme sahip olduğu bir dönemde, bu tür sembolik jestler büyük anlam taşıyor. Ortadoğu’daki Savaşlar ve Siyasetin Yeniden Şekillenmesi Ortadoğu, tarih boyunca güç dengelerinin hızla değiştiği, ittifakların hızla kurulduğu ve çözüldüğü bir coğrafya oldu. Bugün de benzer bir süreçten geçiliyor. Suriye, Irak, İran ve Türkiye eksenindeki gelişmeler, bölgesel güçlerin sürekli bir savaş hali içinde olduğu bir dönemi işaret ediyor. Bu savaşların yalnızca askeri sonuçları yok; bölgenin siyasi haritası da yeniden çizilmeye çalışılıyor. Böylesi bir süreçte, Türk ve Kürt halklarının ittifakını yeniden kurması, bölgedeki dengeleri derinden etkileyebilir. Bahçeli’nin bu tokalaşma jesti, hem Türkiye’nin içindeki toplumsal barış arayışını hem de bölgedeki büyük değişimlerin bir parçası olarak okunabilir. Türk ve Kürt halkları, tarih boyunca pek çok kez bir araya gelerek güçlü ittifaklar kurdular. Bu ittifaklar, yalnızca kendi çıkarlarına değil, bölgenin istikrarına da hizmet etti. Bugün Ortadoğu’da süren savaşlar ve küresel güçlerin bölgedeki stratejik oyunları, bu ittifakın tazelenmesini bir zorunluluk haline getiriyor. Yeni Bir Dönemin Başlangıcı mı? Bahçeli ve DEM Parti eş genel başkanlarının tokalaşması, Türkiye’de yeni bir siyaset döneminin işareti olabilir mi? Bu sorunun yanıtı, elbette yalnızca bu görüntüyle sınırlı değil. Ancak, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal atmosfer, bölgesel savaşların derinleşmesi ve dünya genelinde artan gerilimler göz önüne alındığında, bu jestin arkasındaki anlamı derinlemesine incelemek gerekir. Sonuç olarak, Türkiye ve Kürtler arasındaki tarihsel ittifak, bölgedeki her büyük kırılma anında önemli rol oynadı. Bugün de benzer bir kırılmanın eşiğindeyiz. Küresel ve bölgesel savaş risklerinin arttığı bu dönemde, Türkiye’nin hem iç barışını sağlamak hem de bölgedeki etkisini artırmak için Kürtlerle olan ilişkilerini yeniden inşa etmesi kaçınılmaz gözüküyor. Bu nedenle, Bahçeli’nin tokalaşması, belki de tarihin bir kez daha ittifaklara ihtiyaç duyduğu bir dönemde kritik bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçebilir.  
Ekleme Tarihi: 08 Ekim 2024 - Salı
İhsan Yılmaz

Yeni Bir Siyaset Dönemi Mi?"

Türkiye siyasetinin dinamikleri, çoğu zaman beklenmedik anlarda dönüşüm sinyalleri verir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış oturumunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti eş genel başkanlarıyla tokalaşması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu tokalaşma, yalnızca sıradan bir nezaket gösterisi olarak değerlendirilmedi; aksine, Türkiye’nin hem iç siyasetinde hem de bölgesel dinamiklerinde yeni bir dönemin başlangıcı olabileceğine dair güçlü bir sinyal olarak algılandı. Peki, bu sıcak gelişme ne anlama geliyor ve Türkiye'deki siyasi ittifaklara nasıl bir yön verebilir?

Türk-Kürt İttifakının Tarihsel Derinliği

Türk ve Kürt halkları arasındaki ilişkiler, yalnızca modern çağın değil, bin yıllık bir tarihsel derinliğe sahiptir. Bu ilişkiler, kritik dönemlerde iki halkın ittifaklarıyla şekillenmiş ve coğrafyanın siyasi haritasını derinden etkilemiştir. Tarihsel kırılmaların en önemlilerinden biri, 1071 Malazgirt Savaşı’dır. Malazgirt, Türklerin Anadolu’ya giriş kapısını aralarken, Kürt halkının da bu süreçte Türklerle tarihsel bir ittifak kurmasının temellerini atmıştır.

Bu ittifak, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de sürdü. 1514’te Yavuz Sultan Selim ile Kürt alim ve siyasetçi İdris-i Bitlisi arasında yapılan anlaşma, iki halk arasında güçlü bir siyasi ve askeri işbirliğinin kapılarını açtı. Amasya Antlaşması olarak bilinen bu süreç, Ortadoğu’nun yeniden şekillendiği dönemde Kürtlerin Osmanlı ile ittifakını sağlamlaştırdı.

Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk meclisinde de bu ittifakın izlerini görmek mümkün. Türk ve Kürt halkları, Osmanlı’nın çöküş sürecinde ortak bir kurtuluş mücadelesi vererek, Birinci Meclis çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına katkı sundular. Ancak sonraki yıllarda bu ittifak, çeşitli nedenlerle zayıfladı ve aradaki bağlar giderek daha kırılgan hale geldi.

Bugünün Kırılma Noktası: Bölgesel ve Küresel Dinamikler

Günümüzde dünya, bir kez daha tarihsel bir kırılmanın eşiğinde duruyor. Ortadoğu’daki çatışmalar, büyük güçlerin vekalet savaşları ve bölgesel rekabetler, hem Türkiye’yi hem de Kürtleri derinden etkileyen bir savaş sarmalına dönüşmüş durumda. Suriye iç savaşı, Irak’taki istikrarsızlık, Kürt meselesinin bölgedeki büyük güçlerin stratejik oyunlarına alet edilmesi gibi gelişmeler, bu ittifakın yeniden ele alınmasını zorunlu kılıyor.

Bu bağlamda, Bahçeli’nin DEM Parti eş genel başkanlarıyla tokalaşması, salt bir siyasi jestten öte, Türkiye’nin iç ve dış politikasında köklü bir değişimin işareti olarak yorumlanıyor. MHP gibi milliyetçi bir partinin liderinin Kürt siyasi temsilcileriyle sergilediği bu görüntü, hem Türk hem de Kürt toplumlarına “ittifakın tazelenmesi” gerektiğine dair güçlü bir mesaj veriyor. Bugün Ortadoğu’da ve dünyada yaşanan çatışmalar, bölgedeki halkları daha büyük bir işbirliğine ve dayanışmaya zorluyor.

Bahçeli ve DEM Parti: Yeni Bir Siyaset Dilinin Kapısı mı?

Bahçeli’nin tokalaşma anı ve sonrasında taraflardan gelen açıklamalar, Ankara’da yeni bir siyasi bakış açısının gelişmekte olduğunun göstergesi olarak okunabilir. DEM Parti eş genel başkanlarıyla kurulan bu diyalog, Türkiye’nin yalnızca iç siyasette değil, bölgesel barış ve istikrar için de yeni ittifaklara ihtiyaç duyduğuna işaret ediyor. Kürt meselesinin yalnızca bir iç mesele olmaktan çıkarak, bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanması açısından stratejik bir öneme sahip olduğu bir dönemde, bu tür sembolik jestler büyük anlam taşıyor.

Ortadoğu’daki Savaşlar ve Siyasetin Yeniden Şekillenmesi

Ortadoğu, tarih boyunca güç dengelerinin hızla değiştiği, ittifakların hızla kurulduğu ve çözüldüğü bir coğrafya oldu. Bugün de benzer bir süreçten geçiliyor. Suriye, Irak, İran ve Türkiye eksenindeki gelişmeler, bölgesel güçlerin sürekli bir savaş hali içinde olduğu bir dönemi işaret ediyor. Bu savaşların yalnızca askeri sonuçları yok; bölgenin siyasi haritası da yeniden çizilmeye çalışılıyor. Böylesi bir süreçte, Türk ve Kürt halklarının ittifakını yeniden kurması, bölgedeki dengeleri derinden etkileyebilir.

Bahçeli’nin bu tokalaşma jesti, hem Türkiye’nin içindeki toplumsal barış arayışını hem de bölgedeki büyük değişimlerin bir parçası olarak okunabilir. Türk ve Kürt halkları, tarih boyunca pek çok kez bir araya gelerek güçlü ittifaklar kurdular. Bu ittifaklar, yalnızca kendi çıkarlarına değil, bölgenin istikrarına da hizmet etti. Bugün Ortadoğu’da süren savaşlar ve küresel güçlerin bölgedeki stratejik oyunları, bu ittifakın tazelenmesini bir zorunluluk haline getiriyor.

Yeni Bir Dönemin Başlangıcı mı?

Bahçeli ve DEM Parti eş genel başkanlarının tokalaşması, Türkiye’de yeni bir siyaset döneminin işareti olabilir mi? Bu sorunun yanıtı, elbette yalnızca bu görüntüyle sınırlı değil. Ancak, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal atmosfer, bölgesel savaşların derinleşmesi ve dünya genelinde artan gerilimler göz önüne alındığında, bu jestin arkasındaki anlamı derinlemesine incelemek gerekir.

Sonuç olarak, Türkiye ve Kürtler arasındaki tarihsel ittifak, bölgedeki her büyük kırılma anında önemli rol oynadı. Bugün de benzer bir kırılmanın eşiğindeyiz. Küresel ve bölgesel savaş risklerinin arttığı bu dönemde, Türkiye’nin hem iç barışını sağlamak hem de bölgedeki etkisini artırmak için Kürtlerle olan ilişkilerini yeniden inşa etmesi kaçınılmaz gözüküyor. Bu nedenle, Bahçeli’nin tokalaşması, belki de tarihin bir kez daha ittifaklara ihtiyaç duyduğu bir dönemde kritik bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçebilir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.