Uzun zamandır ülkemizdeki sinema filmlerinde ve televizyon dizilerinde bir mafya özentisidir almış başını gidiyor. İnsanlar çalışmaya, hakkı ile kazanmaya değil, mafya olmaya özendiriliyor. Sizin metropollerde özentisini duyduğunuz mafyacılığın maalesef burada bir geçerliliği yoktur. Burası Güneydoğu, bu memlekette ya insanca yaşayacaksın ya da başka türlü başarılı olamazsın, yoksulluğunu yenemezsin.
Silvan İlçesinde son zamanlarda dizi filmlerini aratmayan olayların yaşanması nedeniyle vatandaş tedirgin, bu tedirginlik insan yaşamını olumsuzlukla sonuçlanmaması için Silvan Teksasa dönüşmesin diye kaygılarını dile getiren yüzlerce insan var.
Bu söyleyeceklerimi değerli Silvan halkını önemsediğim için söylüyorum. Silvan’ın aslında ne kadar kültürlü ve kadim bir şehir olduğunu burada yıllarını geçiren, yıllarca yaşayan insanlar çok iyi biliyor. Bir dönem Silvan ilçemizde uzun yıllar yaşayan bir kardeşimin bana göndermiş olduğu yazıda kaygılarını dile getirmesi beni gerçekten de duygulandırdı.
Bizim aramızda yaşayan ve bizden biri olan güzel yürekli kardeşimin bu kaygılarını bende siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Silvan’da son zamanlarda yaşananları duyduğumda gerçekten çok üzülmüştüm. O yüzden söz konusu olaylardan güzel Silvan’ımızın güzel insanlarını dışarıda tutuyorum. Söyleyeceklerim sadece bu davranışları gösterenleredir.
Silvanlı bazı mafya özentisi gençlerin silahlı ve silahsız kavgalarından gına geldi artık. Milletin dükkânını kurşunlamalar, etrafta konuyla ilgisiz bir sürü insan varken dükkânın önünde havaya ateş açmalar, geceleri araçlardan havaya ateş açarak geçmeler…
Genellikle metropollerde veya büyük şehirlerde, yani kimsenin kimseyi tanımadığı ve saymadığı yerlerde hakim olan çeteleşmeler ve mafyavari davranışlar, bizim gibi yarı feodal ve kısmen öne çıkan demokrasi kültürünün hakim olduğu, her ailenin birbirini tanıyıp sorunlarını çözdüğü bir toplumsal yapının olduğu yerde bu tarz oluşumlara prim verilmesi pek mümkün değildir. Halkın reflekslerinin de buna müsaade etmeyeceğini düşünüyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse buna neden ihtiyaç duyulduğuna da anlam veremiyorum. Eşit temellerde aynı şehrin yurttaşı olarak saygılı ve ölçülü yaklaşmak varken bu şiddette sarmalının kimi ne faydası olacak.
Silvanlılarımızın çoğunun bu konularla alakası yok ama kentimizi bu noktaya çekmek ve korku iklimi yaşatmak isteyen gruplar da vardır. Bunların önüne geçilmesi gerekiyor. Kültür- sanat şehri kadim Silvan’ımızı ‘Teksas’a dönüştürmesinler. Tüm kamuoyunun bu tarz davranışlara karşı tutum alması ve böylesi bir kültürü içerimizde barındırmayacağımızın mesajı vermeliyiz. Ailelerin, sivil toplumun ve devletin de buna yönelik farkındalık etkinlikleri organize etmesi gerekir. Saygılarımla