İhsan Yılmaz
Köşe Yazarı
İhsan Yılmaz
 

Huzuru ve Çevreyi yok eden tehdit!

Silvan ilçesi, bereketli toprakları, tarih kokan dağları ve samimi insanlarıyla bilinir. Ancak son zamanlarda bu huzurlu ilçe, taş ocağı patlamalarının yarattığı tedirginlik ve çevresel yıkımlarla gündemde. Silvan’daki taş ocağında yapılan dinamit patlamaları, sadece evlerin temellerini değil, ilçe sakinlerinin huzur ve güven duygusunu da sarsıyor. Patlamaların oluşturduğu şiddetli sarsıntılar, deprem travmasını henüz atlatamamış olan bölge halkını derinden etkiliyor. “Deprem etkisi yarattı” diyen ilçe sakinleri, patlamaların habersiz şekilde yapılmasına tepkili. Bu durum, yetkililerin halkın güvenliğini hiçe saydığı algısını güçlendiriyor. Patlama esnasında yaşanan korku ve panik, özellikle çocuklar ve yaşlılar üzerinde psikolojik etkiler bırakıyor. Çevresel Yıkım Kapıda Taş ocaklarının faaliyetleri yalnızca insanlara değil, doğaya da ciddi zararlar veriyor: Yeraltı Su Kaynakları Tehlikede: Dinamit patlamaları, yeraltı suyollarını bozarak bölgedeki su kaynaklarını kurutma riski taşıyor. Silvan gibi tarıma dayalı ekonomisi olan bir bölgede su kaynaklarının zarar görmesi, uzun vadede çiftçiliği ve hayvancılığı felç edebilir. Tarım Alanları Tahrip Oluyor: Patlama ve kazılar sonucu oluşan toz ve atıklar, bölgedeki verimli tarım alanlarına yayılıyor. Bu durum, mahsul verimini düşürerek tarımla geçinen halkın gelir kaybına yol açıyor. Biyoçeşitlilik Azalıyor: Taş ocağının yayılma alanı, bölgedeki bitki örtüsünü ve hayvan yaşamını tehdit ediyor. Dağlık bölgelerde yaşayan yaban hayatı, dinamit seslerinden kaçarak bölgeyi terk etmek zorunda kalıyor. Sorular Cevap Bekliyor Taş ocağının faaliyetleriyle ilgili birçok soru halen cevapsız: Patlama için verilen izinler hangi standartlara dayanıyor? Halkın bilgilendirilmemesi ve güvenlik önlemlerinin alınmaması bir ihmal mi, yoksa kasıtlı bir tercih mi? Çevresel etki değerlendirme raporları yeterince dikkate alınıyor mu? Huzuru ve Doğayı Korumak İçin Ne Yapılmalı? Silvan’da taş ocağı faaliyetlerinin çevreye ve halka zarar vermemesi için acilen önlemler alınmalıdır: Bilgilendirme ve Katılım: Patlama gibi risk içeren faaliyetler, halkın bilgisi dahilinde ve güvenlik tedbirleriyle gerçekleştirilmelidir. Halkın katılımı olmadan yapılan uygulamalar, güven kaybına yol açar. Bağımsız Denetim: Taş ocağına verilen izinler ve yapılan çalışmalar, çevresel ve insani etkiler açısından bağımsız kuruluşlarca denetlenmelidir. Doğal Kaynakların Korunması: Yeraltı su kaynakları, tarım arazileri ve yaban hayatı, taş ocaklarının faaliyet alanlarından korunmalıdır. Bu, yalnızca Silvan için değil, tüm bölge için sürdürülebilir bir geleceğin anahtarıdır. Silvan’da taş ocağı faaliyetlerinin mevcut haliyle devam etmesi, sadece bugünü değil, geleceği de tehdit ediyor. Hem halkın güvenliğini hem de çevrenin korunmasını öncelikli bir mesele haline getirmek, yetkililerin sorumluluğu olmalıdır. Aksi takdirde, Silvan’ın yeşil vadileri ve huzurlu köyleri, geri döndürülemez bir yıkımla karşı karşıya kalacak. Doğanın tahribatı, halkın huzursuzluğu pahasına zenginleşmek, uzun vadede herkes için bir kayıptır. Silvan’ın doğasını ve insanlarını korumak için sesimizi yükseltmenin tam zamanı!    
Ekleme Tarihi: 28 Ocak 2025 - Salı
İhsan Yılmaz

Huzuru ve Çevreyi yok eden tehdit!

Silvan ilçesi, bereketli toprakları, tarih kokan dağları ve samimi insanlarıyla bilinir. Ancak son zamanlarda bu huzurlu ilçe, taş ocağı patlamalarının yarattığı tedirginlik ve çevresel yıkımlarla gündemde. Silvan’daki taş ocağında yapılan dinamit patlamaları, sadece evlerin temellerini değil, ilçe sakinlerinin huzur ve güven duygusunu da sarsıyor.

Patlamaların oluşturduğu şiddetli sarsıntılar, deprem travmasını henüz atlatamamış olan bölge halkını derinden etkiliyor. “Deprem etkisi yarattı” diyen ilçe sakinleri, patlamaların habersiz şekilde yapılmasına tepkili. Bu durum, yetkililerin halkın güvenliğini hiçe saydığı algısını güçlendiriyor. Patlama esnasında yaşanan korku ve panik, özellikle çocuklar ve yaşlılar üzerinde psikolojik etkiler bırakıyor.

Çevresel Yıkım Kapıda

Taş ocaklarının faaliyetleri yalnızca insanlara değil, doğaya da ciddi zararlar veriyor:

  1. Yeraltı Su Kaynakları Tehlikede: Dinamit patlamaları, yeraltı suyollarını bozarak bölgedeki su kaynaklarını kurutma riski taşıyor. Silvan gibi tarıma dayalı ekonomisi olan bir bölgede su kaynaklarının zarar görmesi, uzun vadede çiftçiliği ve hayvancılığı felç edebilir.
  2. Tarım Alanları Tahrip Oluyor: Patlama ve kazılar sonucu oluşan toz ve atıklar, bölgedeki verimli tarım alanlarına yayılıyor. Bu durum, mahsul verimini düşürerek tarımla geçinen halkın gelir kaybına yol açıyor.
  3. Biyoçeşitlilik Azalıyor: Taş ocağının yayılma alanı, bölgedeki bitki örtüsünü ve hayvan yaşamını tehdit ediyor. Dağlık bölgelerde yaşayan yaban hayatı, dinamit seslerinden kaçarak bölgeyi terk etmek zorunda kalıyor.

Sorular Cevap Bekliyor

Taş ocağının faaliyetleriyle ilgili birçok soru halen cevapsız:

  • Patlama için verilen izinler hangi standartlara dayanıyor?
  • Halkın bilgilendirilmemesi ve güvenlik önlemlerinin alınmaması bir ihmal mi, yoksa kasıtlı bir tercih mi?
  • Çevresel etki değerlendirme raporları yeterince dikkate alınıyor mu?

Huzuru ve Doğayı Korumak İçin Ne Yapılmalı?

Silvan’da taş ocağı faaliyetlerinin çevreye ve halka zarar vermemesi için acilen önlemler alınmalıdır:

  1. Bilgilendirme ve Katılım: Patlama gibi risk içeren faaliyetler, halkın bilgisi dahilinde ve güvenlik tedbirleriyle gerçekleştirilmelidir. Halkın katılımı olmadan yapılan uygulamalar, güven kaybına yol açar.
  2. Bağımsız Denetim: Taş ocağına verilen izinler ve yapılan çalışmalar, çevresel ve insani etkiler açısından bağımsız kuruluşlarca denetlenmelidir.
  3. Doğal Kaynakların Korunması: Yeraltı su kaynakları, tarım arazileri ve yaban hayatı, taş ocaklarının faaliyet alanlarından korunmalıdır. Bu, yalnızca Silvan için değil, tüm bölge için sürdürülebilir bir geleceğin anahtarıdır.

Silvan’da taş ocağı faaliyetlerinin mevcut haliyle devam etmesi, sadece bugünü değil, geleceği de tehdit ediyor. Hem halkın güvenliğini hem de çevrenin korunmasını öncelikli bir mesele haline getirmek, yetkililerin sorumluluğu olmalıdır. Aksi takdirde, Silvan’ın yeşil vadileri ve huzurlu köyleri, geri döndürülemez bir yıkımla karşı karşıya kalacak.

Doğanın tahribatı, halkın huzursuzluğu pahasına zenginleşmek, uzun vadede herkes için bir kayıptır. Silvan’ın doğasını ve insanlarını korumak için sesimizi yükseltmenin tam zamanı!

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.