Günümüz gençliği, sadece hayal kurmanın ve geleceğe umutla bakmanın ötesinde, artık geçim derdiyle de mücadele etmek zorunda. Hayatın omuzlarına yüklediği ağır sorumluluklar, gençlerin enerjisini ve hayallerini tüketiyor. Üniversite yıllarında alınan krediler, mezuniyet sonrası karşılanamayan iş beklentileri, düşük ücretler ve artan yaşam maliyetleri, gençlerin sırtında ağır bir yük haline geliyor.
Hayal Kurmak Lüks Oldu
Bir zamanlar meslek seçiminde tutku ve ilgi ön plandayken, artık “Hangi işte daha çok para kazanırım?” sorusu temel belirleyici oluyor. Gençlerin büyük bir kısmı, sevdiği alanda çalışmaktan çok, geçinebilmek için istemediği işlere yöneliyor. Bu durum, hem iş tatminsizliğine hem de ruhsal çöküntülere neden oluyor.
Aileye Bağımlılık Artıyor
Kendi ayakları üzerinde durmak isteyen gençler, ekonomik sıkıntılar nedeniyle ailelerinin yanında yaşamaya devam etmek zorunda kalıyor. Evlenmek, ev almak ya da bağımsız bir yaşam kurmak, çoğu genç için bir hayalden öteye geçemiyor. Bu durum, hem gençlerin özgüvenini zedeliyor hem de onları duygusal olarak yıpratıyor.
Çözüm Nedir?
Gençlerin bu döngüden çıkabilmesi için ekonomik reformlar şart. Öncelikle, genç istihdamı artırılmalı ve işverenlerin gençlere adil bir ücret politikası uygulaması teşvik edilmelidir. Eğitim sistemi, iş gücü piyasasının taleplerine uygun bir şekilde yeniden yapılandırılmalı ve gençlerin üniversite sonrası işsizlikle karşılaşmasının önüne geçilmelidir. Ayrıca, girişimciliği destekleyecek programlar ve fonlar sağlanarak gençlerin kendi işlerini kurmaları teşvik edilmelidir.
Unutulmamalıdır ki, gençlik bir toplumun geleceğidir. Eğer gençler geçim derdiyle ezilirken hayallerinden vazgeçmek zorunda kalıyorsa, bu sadece bireysel bir kayıp değil, toplumsal bir kayıptır. Geleceğe umutla bakabilen, üretken ve mutlu bir gençlik için herkesin sorumluluk alması gerekiyor.