Demokrasi veya el erki, halkın yasaları müzakere etme ve yasal düzenlemelere karar verme yetkisine (doğrudan demokrasi) veya bunu yapmak için yönetim görevlilerini seçme yetkisine (temsili demokrasi) sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Kimin "halk" kabul edildiği ve yetkinin insanlar arasında nasıl paylaşıldığı veya hangi yetkilerin verildiği konuları zaman içinde ve farklı ülkelerde farklı oranlarda değişiklik göstermiştir. Demokrasinin özellikleri arasında genellikle toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, mülkiyet hakları, din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, vatandaşlık, yönetilenlerin rızası, genel oy hakkı, özgürlük hakkından ve yaşam hakkından haksız yere mahrum bırakılmamak ve azınlık hakları yer alır.
Türkçeye (Fransızca: démocratie) kelimesinden geçmiştir.
Ana yurdu Antik Yunanistan'daki filozoflar Aristo ve Platon (Eflatun) tarafından eleştirilmiş, halk içinde "ayak takımının yönetimi" gibi aşağılayıcı kavramlarla nitelendirilmiştir. Fakat demokrasi diğer yönetim şekillerinin arasından sıyrılarak günümüzde en yaygın kullanılan devlet sistemi haline gelmiştir. Demokrasinin çok sayıda değişik tanımı vardır. Karl Popper'e göre demokrasi "klasik" anlamıyla "halkın yönetimi ve halkın yönetme hakkı" olarak tanımlanabilirken, liberal, komünist, sosyalist, muhafazakâr, anarşist düşünürler kendi sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır.
Demokrasi, genellikle devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile yönetilebilir.
Demokrasi kavramı zaman içinde önemli ölçüde evrim geçirmiştir. Tarih boyunca, doğrudan demokrasi örneklerine rastlanabilir, bu tür demokrasilerde topluluklar halk meclisleri aracılığıyla kararlar alırlar. Günümüzde ise demokrasinin egemen formu temsilci demokrasidir, vatandaşlar hükûmet yetkililerini seçerek, onların adına parlamento ya da başkanlık sistemi gibi şekillerde yönetimi sağlarlar.
Demokrasilerin yaygın günlük karar alma süreci çoğunluk kuralıdır, ancak çoğunluk ve uzlaşı gibi diğer karar alma yaklaşımları da demokrasiler için önemli olmuştur. Bu yaklaşımlar, hassas konularda kapsayıcılık ve daha geniş bir meşruiyetin önemli bir amacını hizmet eder ve çoğunlukçu yaklaşımı dengeleyerek anayasa düzeyinde öncelik kazanır. Liberal demokrasinin yaygın türünde, çoğunluğun güçleri temsilci demokrasinin çerçevesi içinde kullanılır, ancak anayasa ve bir üst mahkeme çoğunluğu genellikle tüm bireylerin belli temel haklarının korunması yoluyla azınlığı korur örneğin ifade özgürlüğü veya örgütlenme özgürlüğü gibi hakları korumakla yükümlüdürler.
Demokrasi, Türkçeye, Fransızca démocratie sözcüğünden geçmiş olup Türkçede ilk kullanımı 1870'lerin başında tespit edilmiştir. Kelime Fransızcaya Latinceye dēmocratia şekliyle Grekçeden ödünçleme vasıtasıyla girmiştir. Nihai olarak sözcük halk, ahali anlamındaki egemen, muktedir anlamındaki (krátēs) kelimelerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuştur.
Var olduğu günden beri yöneten – yönetilen ilişkisi içerisinde siyasi bir varlık olmayı sürdürmüş olan insan, tarihi boyunca farklı yönetim modelleri ortaya çıkarmıştır. Bu modeller içerisinde demokrasinin günümüzde benzer yönetim biçimlerine baskın olmayı başardığını ifade etmek yanlış olmayacaktır.
Küçük ölçekli, yurttaşların günlük hayatlarında aynı zamanda siyasetçi olduğu, yönetime doğrudan katılımın olduğu polis şehri ve büyük ölçekli günümüz dünya devleti arasında geçen süre zarfında -bu zaman diliminde gerek dünya devleti Cilt.3, Sayı.2 Mankan 2020 133 gerekse küçük devletler gibi kuramlar tartışıldığını söylemek gerekir- çeşitli süreçlerden geçip farklı anlamlar yüklenilen günümüzde egemen yönetim biçiminin odak noktası olan demokrasi kavramı üzerine aslında yeterli olduğu söylenemeyen birçok tanım ve açıklamalara rastlamak mümkündür.
Sadece yurttaşların haklarından bahseden, kölelerin doğası gereği köle oldukları ve köle olarak doğduklarını ifade eden Atina demokrasisinden, günümüzde eşitlik ve hukukun üstünlüğünü önceleyen liberal demokrasi ve yargının bağımsızlığının tüm liberal demokrasilerde saygı gördüğü bir döneme şahitlik eden bir dünyada, yönetim / demokratik yönetim üzerine tartışmalar güncelliğini korumaktadır denilebilir.
Ancak günümüzde Demokrasinin uygulanması sadece sözde kalıyor. Demokrasisinin D’sini anlamayanlar kendilerini demokrat veya demokrasi savunucusunu sanırlar. Sizden ne demokrat olur, neden demokrasi savunucular. Ancak sizler demokrasinin katilleri olabilirsiniz.
Demokrasiye yapılan atıflarda görüleceği üzere, halkın kendi kendini yönetmesi temel dayanaktır. Bu ise kendileri adına karar alacak kişileri seçmeyi sağlayan oy vermenin yanında referandumlar gibi doğrudan etki yoluyla veya miting, gösteri gibi dolaylı yollarla sağlanır.
Demokrasinin genellikle oylama ile tanımlandığı kabul edilse de, demokrasinin kesin bir tanımı konusunda bir fikir birliği yoktur.
Demokrasinin "kısacası, demokrasinin halkın yönetimi olduğu ve halkın yönetmeye hakkı olduğu" teorisinin "klasik" görüş olduğunu belirtir. "dünyadaki demokratik uluslar kadar farklı demokrasi biçimleri bulunmaktadır" ama bizdeki demokrasi anlayışı çok farklı bir şekilde uygulanır.
Siyasi partiler tarafında delegasyonun kullanmış olduğu oylamaların ardında siyasi partiler yine kendi listelerini oluşturmuş, delegasyonun seçmiş olduğu adaylar bir anda kendilerini seçim listelerinin altında bulu vermişlerdir.
Bir teori, demokrasinin üç temel ilkeye ihtiyaç duyduğunu savunur: yukarıdan aşağıya kontrol (egemenliğin en düşük yetki seviyelerinde bulunması), siyasi eşitlik ve bireylerin ve kurumların yalnızca yukarıdan aşağıya kontrol ve siyasi eşitlik ilkesini yansıtan kabul edilebilir davranışları dikkate aldığı sosyal normlar. Hukuki eşitlik, siyasi özgürlük ve hukukun üstünlüğü genellikle iyi işleyen bir demokrasinin temel özellikleri olarak belirlenir