10 Ocak 1961’de gazetecilere ekonomik ve sosyal haklar sağlayan 212 Sayılı Yasa’nın kabulü, Türkiye’de basın emekçileri için önemli bir dönüm noktasıydı. O tarihten itibaren her yıl 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanıyor. Ancak bu gün, yıllar içinde “bayram” havasından uzaklaşarak daha çok sorunların ve zorlukların gündeme getirildiği bir mücadele gününe dönüştü.
Bugün, gazetecilik mesleği her zamankinden daha zor koşullarda icra ediliyor. Gazeteciler, ekonomik krizlerin, siyasi baskıların, sansürün ve iş güvencesizliğinin kıskacında ayakta kalmaya çalışıyor. İşten çıkarmalar, fiziksel saldırılar, tehditler ve davalarla karşı karşıya kalan basın emekçileri, mesleklerini icra ederken her geçen gün daha da yalnızlaşıyor. 62 yıl önce tanınan hakların birçoğu, zaman içinde kaybedildi; gazetecilik, sadece ekonomik anlamda değil, özgürlük anlamında da büyük darbelere maruz kaldı.
Bayram mı, Sürgün mü?
Bir zamanlar bu özel gün “Bayram” olarak anılıyordu. Oysa bugün gazeteciler ne ekonomik ne de mesleki anlamda bayram yapabiliyor. Kriz dönemlerinde işten çıkarılan ilk kişiler gazeteciler olurken, özgür haber yapma çabaları da sansür ve baskıyla karşılanıyor. Böylesi bir tabloda Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamak dahi ironik bir hal alıyor.
Teşekkürler GGC
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, meslek örgütlerinin ve dayanışmanın önemi büyük. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin (GGC) son dönemde gösterdiği çabalar, bölgedeki gazeteciler için umut verici bir gelişme. Felat Bozarslan ve ekibinin hayata geçirdiği etkinlikler, unutulmaya yüz tutmuş olan bu günün yeniden anlam kazanmasını sağladı. Meslektaşlarının yanında duran, onların haklarını savunan bu tür girişimler, basın özgürlüğü mücadelesinin önemini bir kez daha hatırlatıyor.
Gazetecisiz Bir Toplum Kör ve Sağırdır
Gazetecilik, yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda toplumun gözü, kulağı ve sesi olma sorumluluğunu taşır. Gazetecilerin özgürce çalışamadığı, sansüre maruz kaldığı toplumlarda, demokrasiden ve halkın gerçekleri öğrenme hakkından söz etmek mümkün değildir. Gazeteciler susturulduğunda, halkın bilgiye ulaşma yolu kesilmiş olur. Bu nedenle gazetecilere yönelik baskılar yalnızca bir meslek grubunun değil, tüm toplumun sorunudur.
Umudumuzu Kaybetmiyoruz
Tüm olumsuzluklara rağmen, gazetecilerin gerçek bir bayram havasında bu günü kutlayacağı günlerin geleceğine olan inancımız tam. Çünkü gazetecilik, her zaman hakikatin izini sürer ve engellere rağmen bu arayıştan vazgeçmez. Bu Çalışan Gazeteciler Günü’nde, mesleğimizin onurunu ve mücadelesini savunan tüm meslektaşlarımızı selamlıyor, daha özgür ve adil bir gelecek diliyoruz.
Kaleminiz hiç tükenmesin.