Kaç yaşında olursak olalım, hepimizin bir süper kahramanı vardır. Çoğumuz için o kahraman, babalarımızdır. Bir babanın verdiği sıcaklığı, güveni ve sevgiyi başka hiç kimse veremez. İşte bu yüzden babalar çok özeldir, çok kıymetlidir. Baba özlemi ise tarifsizdir; yürekte derin bir boşluk, hiç dinmeyen bir sızı… Babasını kaybeden ya da ondan uzak kalanlar, bu özlemin ne anlama geldiğini en iyi bilenlerdir. Yaş kaç olursa olsun, insanın içinde hep baba özlemi vardır.
Babam, yoksulluğun tam ortasında gözlerini açmış dünyaya. Hayat ona hep zorlu yollar sunmuş, ama o yılmamış. Ömrünü çocuklarına adamış, onurlu bir yaşam sürmüş bir babaydı. Eşine ve yedi çocuğuna ekmek kazanmak için imkânsızlıkların içinde savaş vermiş bir adam… Fakirlik belini bükse de en ağır şartlarda çalışmaktan hiç kaçmamış.
Köyden kasabaya ilk geldiğinde hamallık yaparak ilk ekmeğini kazanmış, sonra bir mobilya mağazasında çalışmış. Yazları köyde amcamlara tarım işlerinde yardım etmiş, soğuk demircilik yapmış. Sonra Tekel’de çalışma fırsatı çıkınca işçi olarak oraya geçmiş ve ailesini geçindirmek için durmadan, yılmadan çalışmış. İşte bu yüzden onun özlemi yüreğimizi yakıyor…
Yıl kaç bilmiyorum… Babamın işten döndüğünü hatırlıyorum. O kapının çalınışı var ya, işte o an yüreğim pır pır ederdi. Göz göze geldiğimiz an, sımsıkı sarılışımız… Ömrümün en güzel anıları senin eserin babam! O kadife sesinle “Kuré Şev Şevvoké” diye seslenişin, sempatik konuşmaların, pamuk ellerin… Ellerinin saçlarımın arasında dolaşmasını, o huzuru özlüyorum! Sana dair her şeyi delicesine özlüyorum!
Biri bana, "Baban nasıl biriydi?" diye sorduğunda tek kelime söylüyorum: MERHAMETLİYDİ! Daha ne olabilirdi ki? Doğaya, hayvanlara, çocuklara, kadınlara karşı hep şefkatliydi. Ömrümün 25 yılına sevgisini, vicdanını, merhametini nakış gibi işlediğin için minnettarım. Sana dokunmak, seni hissetmek, koklamak bile tarifsiz bir mutluluktu. Sen benim sığınağım, güvenim, inancım, kahramanımdın! Sen gidince içimde hep bir yalnızlık oldu, hep eksik kaldım babam…
Bana hep “Ne olursa olsun, kardeşlerini yalnız bırakma, ailenin birlik ve bütünlüğünü sağlayın.” derdin… Ama sen gittikten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Annem de gidince ailemiz dağıldı, kardeşler birbirine uzak düştü. Oysa sen, bizi bir arada görmek isterdin…
Senin başımızda olmanı ne çok isterdim babam! Yine o eski günlerdeki gibi caddelerde senin koluna girip yürümeyi ne çok isterdim. İlk defa kol kola gezdiğim o yollarda şimdi hayalin gözlerimin önünde. O yolları bir kez daha seninle yürüyebilmeyi o kadar çok isterdim ki…
Bir yanım hep buruk, hep yaralı… Ama bir yanım senin oğlun olmanın gururuyla dolu! İyi ki 25 yılıma bütün güzelliklerinle dokundun, iyi ki! Senin bıraktığın izler hiç silinmeyecek. Hasretle babacığım, hasretle ve dualarla…
Ansızın çekip gittin… Geriye bıraktıkların bir bir dağıldı. Toparlayanımız bile olmadı. Sen yoksun ya, herkes bizden bir bir gitti be babam…