Her şehrin tarihî mirası, o şehrin kimliğinin bir parçasıdır. Tarihi miraslar şehirler ile özdeştirler. O şehirler ile bilinirler o şehirler ile anılırlar. Örneğin; Van Ahtamar Adası, İzmir Saat Kulesi, Konya Mevlana Türbesi, İstanbul Kız Kulesi, Ankara’nın Kalesi, Trabzon Sümela Manastırı, Nusaybin Mor Yakup Kilisesi, Urfa Balıklı Göl, Bodrum Kalesi, Selçuk Efes harabeleri, Adıyaman Nemrut, Doğubeyazıt İshak Paşa Sarayı, Edirne Selimiye Camii, Erzurum Rüstempaşa Bedesteni, Hatay St. Pierre Kilisesi, İssos Antik Kenti, Baykan Veysel Karani Türbesi ve Şırnak Finik Kalesi. Liste oldukça uzun…
Peki? Silvan denilince akla ilk gelen nedir? Malabadi Köprüsü!
Silvan Kalesini, Selahattin-i Eyyubi Camisini, Konakları, Kırık Minareyi, I. Kılıçarslan ve Özbek Hükümdar Harzemşah’ı Zembilfroş Burcunu, Boşat Kalesini, Beyin kızına yaptırdığı Gazi İlköğretim Okulunu, Karabehlül Camii, Kaniya Derge ve burada sıralayamadığım eserlerden hiç bahsetme gereği bile duymuyorum.
Silvan çok yaşlı bir şehir.
Silvan, Ortadoğu ve dünyada hüküm süren kralların paylaşamadığı bir şehir. 1. Ardişir gitmiş, Büyük Tigran gelmiş, Marmarutha gibi bilgelerin, Siyapoş gibi şairlerin, Bad oğlu Dostik ve Nurettin Zengi gibi çelikten bir inanca sahip olan serdarların ve nicelerinin yaşadığı bir şehirdir Silvan. 1. Kılıçarslan’ın defin edildiği şehirdir.
Tarihte bilinen 4 ismi var; Tigranokerta, Martyropolis, Meyyafariqin ve Silvan. Hasan Sabbah’ın gelip gördüğü, Moğolların 2 yıl muhasara altına alıp zorla teslim aldığı bir şehirden bahsediyoruz. Moğollara direnen ilk şehir. Silvan direnişinden sonra Moğolların yenilmezlik kaidesi de bitiyor. Çünkü o dönem Moğollar bir şehre yaklaştığında şehrin anahtarı kendilerine direniş gösterilmeden teslim ediliyormuş. Ama Silvan bunu yapmayacak kadar cesur bir şehir.
Diyarbakır gibi ‘Kurtuluş Günü’ olmayan bir şehirdir Silvan. 1916 yılında Kolordu Komutanı olarak Silvan’a atanan Mustafa Kemal Atatürk’ün 6 ay boyunca ikamet ettiği şehrin adıdır Silvan. Silvan çok yaşlı bir şehir.
Malabadi Köprüsüne geri dönelim. Köprümüz şehrimizin logosu. Hem Kaymakamlığımızın ve hem de Belediyemizin logosu. Silvan sakinlerinin Malabadi Köprüsü ile olan ilişkisi yüzyıllara dayanan bir ilişki. Hal böyle iken 1953’te ilçe statüsü1991’de de İl statüsüne kavuşan komşu şehrimiz Batman’ın Malabadi Köprümüze sahiplenme çabasının tarihi mirasımıza bir saygısızlık olarak zaman zaman gerek sosyal medya da ve gerekse yaygın medyada yer ediniyor.
Batman’ın ilçesi ve komşu ilçe olan Kozluk’un köprüye sahiplenme isteğini ve nedenini de araştırmaya devam edeceğiz. İmitasyon sahiplenmelerin markanın sahibine saygısızlık olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Konunun takipçisi olacağız. Çünkü biz hem şehrimizi hem de köprümüzü seviyoruz…
Batman’ın kendisine bir tarih ve kültür ‘Envanteri’ yaratma çabasının farkındayız
Hasankeyf’in sulara gömülmesi ile birlikte bu çaba hız kazanmış ve adeta yangından mal kaçırır gibi bir çabaya giren bireysel, kamu kurumları ve STK’ların öncülük ettiği kara propaganda ister istemez konuya vakıf olmayan insanların akıllarına şu soruyu da getiriyor; Köprü nereye ait? Çiçeği burnunda bir il olan komşumuz Batman’ın kendisine bir tarih ve kültür Envanteri yaratma çabasının farkındayız.
Diyarbakır ‘ölü taklidi’ yapmaya devam ediyor
Bu kara propagandayı son zamanlar da çok fazla duymaya başladık. Diyarbakır’ın gerek STK’ları ve gerekse kamu kurumları bu hususta Silvan’ı yalnız bırakması ve sahiplenmemesi apayrı bir konu. Silvan yalnız başına mücadele ediyor. İdealist ve şehir kimliğine sahip çıkma çabasında olan bireyler şehrin logosu olan ve şehir ile özdeş olan Malabadi Köprüsüne uzun yıllardır sahip çıkma çabasındadırlar.
Maalesef gerek Silvan ve gerekse Diyarbakır’da ki yerel yönetimler ve kamu kurumları bu konuda oldukça duyarsız ve ölü taklidi yapmaya devam ediyorlar.
Köprünün hemen yanında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Valilik tarafından geç kalınmış bir proje (park) çok şükür bitti ve hizmete açıldı. Geçmiş dönemlerde Diyarbakır 9. Bölge Karayolları Müdürlüğü tarafından da restoresi yapılmıştı. Emeği geçen herkese her kuruma teşekkür ediyoruz.
Batman’ın ‘kara propagandası’ 1990’lı yıllardan bu yana hep vardı
Komşumuz Batman’da bazı STK’lar, yerel medya organları ve kısmen de olsa Kamu Kurumu çalışanlarının başını çektiği bu kara propaganda 90’lı yıllardan bu yana sistemli olarak yapılmakta olduğunu üzülerek takip ediyoruz.
Batman, Silvan'a komşu olmasına rağmen, tarihî eserlerimize karşı saldırgan bir tutum sergilemektedir. Tarihi eserimiz diyoruz çünkü Malabadi’nin Envanter kimliği Diyarbakır’da. Tarih boyunca da bu hep böyle idi. Batman’ın il olmasını fırsat bilen bir kesim 90’lı yıllardan bu tarihe kadar sistemli bir şekilde köprünün Batman’a ait olduğu delilsiz ve kanıtsız bir şekilde dile getirmeye devam ediyorlar. 90’lı yıllarda Silvan ilçe merkezinde baş gösteren ‘Faili Meçhul’ olaylar ilçemiz için adeta bir felaket idi. Nüfusumuz boşaldı, şehrin akil insanları şehri terk etmek zorunda kaldılar. Lise ve ortaokul öğrencilerimiz eğitimlerine başka şehirlerde devam etmek zorunda kalmışlardı. Rabbim bir daha hiçbir şehre böyle bir musibeti ve belayı yaşama mecburiyetinde bırakmasın. Oldukça zor bir dönemdi.
1990’da Silvan’ın il olması gündeme gelmişti. Hatta şuan ki mevcut Hükümet Konağı ‘Vilayet’ projesi olarak inşa edilmişti. Ama bir kâbus gibi şehrimize musallat olan hadiseler fırsat vermedi. İlçemiz hızla dışarıya göç verdi. Buna sadece insan göçü demek yanlış olur. Sermaye göçü, Kültür & Sanat göçü, şehre sahip çıkan kökleri binyıllara dayanan insan sermayesinden bahsediyorum. Sosyal sermaye ve birçok varlığımız kısacası her şey göç edip gitti.
‘Batmanlı hemşehrilerimiz köprü istiyorlarsa kendilerine 10 gözlü köprünün 2 gözünü verebiliriz’
Silvan’da ki göçü fırsat bilen komşumuz Batman’da ki kimi kurum, STK, kişi veya kişiler il olmanın verdiği rehavetle maalesef komşuluk hukukuna riayet etmeyerek saldırgan tutumlar sergilediler. Sergilemeye de devam ediyorlar. O yıllarda bizzat kendim ve şehrinin değerlerine sahip çıkmaya çalışan gönüllülerle birlikte sivil girişimlerde bulunmuştuk. Dönemim belediyesine gidip görüşmek istedik. Maalesef görüşme talebimizi kabul etmemişlerdi. Güvenlik eşliğinde kapıya kadar bize eşlik ederek misafir perverliklerini göstermişlerdi.
Diyarbakır’ın ve bölgenin kıdemli gazetecilerinde Naci Sapan yazdığı köşe yazısında şu ifadeyi kullanmıştı; ‘Batmanlı hemşehrilerimiz köprü istiyorlarsa kendilerine 10 gözlü köprünün 2 gözünü verebiliriz’ Batman’da faaliyet gösteren yerel medyaya açıklamamızı yaptık. Hepsine mektubumuzu bizzat elden verdik. Eski adı ile Eski Tekel Caddesi olan şimdi ki Gülistan caddesinde basın açıklamamızı da yapmıştık. Sağ olsunlar o dönemin gazetecileri çok farklı insanlardı. Batman Gazetesi’nin İmtiyaz Sahibi Nizamettin İzgi’nin yorumu çok adil bir yorumdu. Batman Çağdaş’tan Arif Arslan, Batman Postasından soyadı Çelik olarak hafızamda kalan imtiyaz sahibi ve ajans temsilcisi gazetecinin de yorumu oldukça adil idi.
Başka bir şehre ait bir ait kültürel varlığa saygı duymak o kadar zor olmamalı
2003 yılı idi sanırım dönemin Batman Valisi Efkan Ala’da açıklama yaparak gerginliğe son verme gayreti göstermişti. Şimdi ki gazetecilerden, STK ve Kamu Kurumu yetkililerinden, çalışanlarından aynı duyarlılığı bekliyoruz. Başka bir şehre ait bir ait kültürel varlığa saygı duymak o kadar zor olmamalı.
Şunun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum; Malabadi Köprüsü büyük bir insanlık mirası ve şaheseri. Genel anlamda tüm insanların da ortak mirasıdır. Köprü hepimizin. Köprü ülke de ki her bireyin sahip çıkması gereken ortak bir miras. Özel anlamda ise Köprü Silvan’ın taşınmaz Envanterine kayıtlı ve kimlik kartı Diyarbakır’da ki kurumlarda (İl Kültür Müdürlüğü & Diyarbakır Karayolları Müdürlüğü) olan bir kültürel varlık. Anlatmak istediğimiz de tam olarak budur. Köprü Batman’a ait ise köprünün ‘Envanter Kimliğinin’ Diyarbakır’da ki kurumlarda ne işi var? Kanıt istiyorsanız güncel resmi kanıt olarak bunu sunabiliyoruz. Ama komşumuz Batman’da bu iddiayı dile getiren kişi, kişiler ve kurumların iddiaları ve savundukları şeyler ‘teyide muhtaç’ şeyler. Sahiplenme hırsı ve bir envanter yaratma telaşından başka bir şey değildir. Tarihten kaynakları masaya yatırma gereği bile duymuyoruz çünkü Batman şehrinin öyle bir geçmişi ve ömrü yok.
Evliya Çelebi, Albert Gabriel ve Gerturade Bell ne demişlerdi?
En önemli iddia ve dayanakları Şakiro’nun stranında bahsetttiği ve Şair Cigerxwin’in de şiirinde bahsettiği ‘Pira Batmanê’ adında ki köprü. Pira Batmanê yani ‘Batman Köprüsü’ Batman-Silvan Karayolunun üzerinde bulunan ve Batman’a bağlı olan ‘Bıçakçı’ köyünün hemen dibinde olan kısmen de olsa ayakları ayakta kalabilen köprüdür. Bahse konu köprü budur. Kayıp kıta ‘Mu’ gibi hemşehrilerimize kayıp köprülerinin bu olduğunu dile getiriyoruz ama yıllardır anlatamadık. Anlamak istemiyorlar.
Dönem dönem ‘Malabadi’ adının aslında ‘Batman’ olduğunu dahi dile getirerek tahrifat yaptıkları da oluyor. Yüzyıllardır her tarihi kaynakta adı ‘Malabadi’ olan köprünün adının ‘Batman’ olduğunun dile getirilmesi bile tahribat ve saygısızlıktan başka bir şey değildir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, Albert Gabriel hatıralarında, Gertrude Bell 1800’lü yıllarında sonu veya 1900’lü yılların başında bölgede çektiği hiçbir fotoğrafta ‘Batman’ köprüsü demiyorlar.
Malabadi Köprüsü, tarihi ve kültürel bir miras olarak önem taşıyan bir yapıdır. Batman şehri, Malabadi Köprüsü'nün bulunduğu bölgeye yakın olabilir ancak köprü Diyarbakır’ın Kültürel Varlık Envanteri’ne kayıtlıdır.