Adnan ATEŞ
Köşe Yazarı
Adnan ATEŞ
 

Silvan’ın elinde bir avuç nohut var ama dişleri yok!

Silvan’ın tarihini anlatmak veya yazmak istediğimizde nereden başlayacağımızı bilemiyoruz. Kökleri çok derinlerde olan bu yaşlı şehir günümüzde kesinlikle hak ettiği yerde değil. Maalesef her türlü radikal politik kavgaya müsait olan bu şehir radikal ve oldukça uç noktalarda ki politik kavgaların faturasını her dönem ağır ödedi. Bunu fırsat bilen ve yangından mal kaçırmak isteyen tüccarlar her dönem bunun keyfini çıkarmayı da ihmal etmediler. Surların dibine beton döküp zevksiz mimarinin dünyada ki en kötü örnekleri olan binalar yapandan tutun tarihi değeri paha biçilemez olan eserlerin üstüne bina dikmeye kadar bu şehre her türlü kötülüğü yaptılar. Silvan Belediye’si hiçbir dönem bu kötülükleri görmedi. Hatta imar vererek (Örneğin: Zembilfroş surlarının dibinde ki beton yapılar) bu kötülüğe idari ve yerel yönetim desteği verdi. Sur koruma bandını hiçe sayan Silvan Belediyesi, Sur koruma bandında olan ve yoksulların ikamet ettiği metruk duruma gelmiş evlere yoksullarca yapılmak istenen basit tamir ve tadilata dahi izin vermiyor. Yani muktedir ve kapital anlamında varlıklı olmayanlar söz konusu olunca bildiğimiz Belediyeciliği gerçekten de yapıyorlar. Bunun onlarca örneği var.   Zamanın da tarihi dokuyu imha eden ucube binalara İZİN ve RUHSAT veren Silvan Belediyesi, müstakil yoksul evlerine her türlü zorluğu çıkartıyor. Özellikle 1990 ve sonrası hangi parti Belediye’de koltuğa oturmuşsa bu kadim şehre aynı kötülüğü yaptılar. Ruhsat olaylarında dönen rantın getirdiği iştah ile çok kötülükler yaptılar.    “Durum böyle olunca zamanla tarihi eserlerimiz yok edilmekten öteye talan edildi. Anadolu, Ortadoğu, Asya, Ön Asya ve Batılı medeniyetlerin gelip giderken mükemmel eserler bıraktıkları bu kadim şehir evlatları tarafından ölüme terk edilmiş bir yaşlı gibi can çekişmeye devam ediyor.” Yaraları olan bu şehrin yaralarını hiçbir yönetici bırakın tedavi etmeyi pansuman dahi etmiyorlar. Siyasetçisi, yerel yönetimi ve kamu idareleri şehre gereken değeri vermiyorlar. Tarihi eser zengini bu şehrin kıymetini de bilmiyorlar. Beton ekonomisi etrafında pervane gibi dönüyorlar. Beton dökmekte yarış halindeler. Belediyenin ruhsat desteği ile kabaran iştahlar merkezi idarenin ilgisizliği ile birleşince beton dökücüler için yeni fırsatlar doğuyor. Betona beton döküp asıl konumuza dönelim Tarihi eser anlamında oldukça varlıklı ve zengin olan bu şehre neden turist gelmiyor? Belediyemiz var? Kaymakamlığımız da var. Derneklerimiz de var. Bu şehrin faydası için yola çıktıklarını iddia eden envai çeşit siyasi partilerimizde var peki neden bacasız fabrika olan ‘Turizm’e ve ‘Turiste’e kapalıyız? Neden kafileler gelmiyor? Yanı başımızda ki ‘Midyat’ örneğine baktığımızda istendiği zaman yapıla bilindiğini görebiliyoruz. Midyat’ın turizm master planı çok mükemmel ve takdire şayan bir plan. Çokta başarılıdırlar. Türkiye’nin turizm çalışmaları anlamında örnek ilçesi. Kendilerini tebrik ediyorum. Harika işler çıkartıyorlar. Midyat’ın sosyal mecraları haftada 1-2 defa ‘Malabadi Köprüsü’nü paylaşıyorlar. Çokta iyi yapıyorlar. Her hafta binlerce insana hatta milyonlarca insana ulaşıp köprümüzü tanıtıyorlar. Yerel yönetimlerimizin ve STK’larımızın yapmadığını onlar yapıyorlar. Neden yapıyorlar? Midyat’a gelirseniz Malabadi Köprüsünü de görebilirsiniz demek istiyorlar. Bu utanç hepimizin. Belediyemiz turizmin gelişmesi için birimler kurmakta gecikmedi mi? Kaymakamlığımızda bu anlamda belediyemize destek verip Turizm Bakanlığının destek ve projelerini Silvan’a getirebilir. Kaymakamlık ve Belediye koordineli bir şekilde çalışıp şehrin turizminin gelişmesi için ortak faaliyetlerde bulunup mükemmel işler çıkartabilirler? Günümüze kadar belediye de yönetime talip olan ve yöneten belediye idarecilerinin ilgisizliği ve basiretsizliği olmasaydı Belediye’nin ve Kaymakamlığın logosu olan ‘Malabadi Köprüsü’ne  bizimdir deyip çalışmalar yapan komşumuz Batman’da ki STK’lar  bu cesareti sizce başka nereden alıyorlar? Tabi ki idarecilerin vizyonsuzluk ve ilgisizliğinden alıyorlar. 20 yıl önce konuyu dile getirdiğimizde yanımızda hiçbir Kaymakam ve Belediye Başkanı görmedik. Bu şehri sevenlere destek vermediler. Adeta herkes kendi dönemini bitirmenin derdindeydi. O günlerden bugüne kadar hiçbir idareci çıkıp da konu hakkında resmi bir girişimde bulunmadı. 3-5 Silvan gönüllüsü gençlerdik o zamanlar. İmza kampanyasından tutun basın açıklamalarına kadar her şeyi yaptık. Valiler açıklama yapmak zorunda kalmışlardı. 2000’li yılların başında yani Silvan’a dair duyarlık gösterdiğimiz o dönemlerde Diyarbakır’ın kıdemli gazetecisi Naci Sapan şunu yazmıştı:‘Batmanlı hemşehrilerimiz köprü istiyorlarsa onlara On gözlü köprünün iki gözünü verebiliriz’  O günden bugüne kadar gelinen noktada Silvan’da ki idari ve yerel yönetimlerin ilgisizliğinden başka da bir şey görmedik. Her şey ama her şey radikal politik olayların gölgesinde kaldı. Bakanlık bacasız fabrika olan Silvan turizmine ve tarihi varlıklarına yatırım yapmalı, yerel yönetim (Belediye) daha güzel ve yaşanılabilir ekonomik katma değeri olan müreffeh bir Silvan istiyorsa aynısını yapmalı. Zaten siyasilerin Silvan’ın sanayi anlamında kalkınması için hiç bir şey yaptıkları yok. Elimizde katma değeri ve potansiyeli yüksek turizm diye bir gerçeğimiz varken bu ilgisizliğe anlam vermekte hep zorlandık. Kürtçe’de bir deyim var: Xwedê noka dide mirovê bê diran (Allah nohutu dişi olmayana veriyor). Ne kadar doğru bir tanım. Silvan’ın elinde bir avuç nohut var ama dişleri yok! Silvan, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin izlerini günümüze kadar taşımış bir şehir. Mükemmel tarihi yapıları, el sanatları, yerel mutfağı ve gelenekleri ile Silvan, kültür turizmi için eşsiz ve mükemmel bir destinasyondur. Özellikle Malabadi Köprüsü gibi önemli tarihi eserler, bölgenin turizm potansiyelini artıran en önemli unsurlardandır. Ne yazık ki, Silvan'ın bu kadar zengin bir potansiyele sahip olmasına rağmen turizm alanında beklenen gelişme günümüze kadar kaydedilememiştir. Bunun başlıca nedenleri arasında yerel yönetimlerin ilgisizliği, turizm altyapısının yetersizliği, tanıtım eksikliği ve kontrolsüz yapılaşma gösterilebilir. Çözüm önerileri Silvan'ın turizm potansiyelini değerlendirmek için aşağıdaki önlemler alınabilir: Turizm master planı hazırlanması: Silvan'ın tüm turizm potansiyelini ortaya koyacak ve sürdürülebilir bir turizm modeli geliştirecek kapsamlı bir plan hazırlanması. Turizm bürosunun kurulması: Turistlere bilgi verme, rehberlik hizmetleri sunma ve bölgenin tanıtımını yapma gibi görevleri üstlenecek bir turizm bürosunun kurulması. Tarihi dokunun korunması: Tarihi eserlerin restorasyonu, koruma altına alınması ve yeni yapılaşmalarda tarihi dokuya uygunluğun sağlanması. Turizm altyapısının geliştirilmesi: Konaklama tesislerinin sayısının artırılması, ulaşım imkânlarının iyileştirilmesi ve turizm rotalarının belirlenmesi. Tanıtım çalışmalarının yoğunlaştırılması: Silvan'ın tarihi ve kültürel zenginlikleri, ulusal ve uluslararası platformlarda etkin bir şekilde tanıtılmalıdır. Yerel halkın katılımının sağlanması: Turizm sektörünün gelişmesi için yerel halkın bilinçlendirilmesi ve katılımının sağlanması büyük önem taşıyor. Çünkü olası sektörel gelişmelerden en çok yerel halk ve esnaflar faydalanacak. Silvan, sahip olduğu zenginlikleriyle Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biri olma potansiyeline sahiptir. Ancak bu potansiyelin gerçekleşmesi için yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve tüm vatandaşların ortak çalışması gerekmektedir. Tarihi mirasın korunması ve sürdürülebilir turizm modelinin benimsenmesi, Silvan'ın geleceği için kritik öneme sahiptir.  
Ekleme Tarihi: 11 Eylül 2024 - Çarşamba
Adnan ATEŞ

Silvan’ın elinde bir avuç nohut var ama dişleri yok!

Silvan’ın tarihini anlatmak veya yazmak istediğimizde nereden başlayacağımızı bilemiyoruz. Kökleri çok derinlerde olan bu yaşlı şehir günümüzde kesinlikle hak ettiği yerde değil. Maalesef her türlü radikal politik kavgaya müsait olan bu şehir radikal ve oldukça uç noktalarda ki politik kavgaların faturasını her dönem ağır ödedi.

Bunu fırsat bilen ve yangından mal kaçırmak isteyen tüccarlar her dönem bunun keyfini çıkarmayı da ihmal etmediler. Surların dibine beton döküp zevksiz mimarinin dünyada ki en kötü örnekleri olan binalar yapandan tutun tarihi değeri paha biçilemez olan eserlerin üstüne bina dikmeye kadar bu şehre her türlü kötülüğü yaptılar.

Silvan Belediye’si hiçbir dönem bu kötülükleri görmedi. Hatta imar vererek (Örneğin: Zembilfroş surlarının dibinde ki beton yapılar) bu kötülüğe idari ve yerel yönetim desteği verdi. Sur koruma bandını hiçe sayan Silvan Belediyesi, Sur koruma bandında olan ve yoksulların ikamet ettiği metruk duruma gelmiş evlere yoksullarca yapılmak istenen basit tamir ve tadilata dahi izin vermiyor. Yani muktedir ve kapital anlamında varlıklı olmayanlar söz konusu olunca bildiğimiz Belediyeciliği gerçekten de yapıyorlar. Bunun onlarca örneği var.  

Zamanın da tarihi dokuyu imha eden ucube binalara İZİN ve RUHSAT veren Silvan Belediyesi, müstakil yoksul evlerine her türlü zorluğu çıkartıyor. Özellikle 1990 ve sonrası hangi parti Belediye’de koltuğa oturmuşsa bu kadim şehre aynı kötülüğü yaptılar. Ruhsat olaylarında dönen rantın getirdiği iştah ile çok kötülükler yaptılar.

   “Durum böyle olunca zamanla tarihi eserlerimiz yok edilmekten öteye talan edildi. Anadolu, Ortadoğu, Asya, Ön Asya ve Batılı medeniyetlerin gelip giderken mükemmel eserler bıraktıkları bu kadim şehir evlatları tarafından ölüme terk edilmiş bir yaşlı gibi can çekişmeye devam ediyor.”

Yaraları olan bu şehrin yaralarını hiçbir yönetici bırakın tedavi etmeyi pansuman dahi etmiyorlar. Siyasetçisi, yerel yönetimi ve kamu idareleri şehre gereken değeri vermiyorlar. Tarihi eser zengini bu şehrin kıymetini de bilmiyorlar. Beton ekonomisi etrafında pervane gibi dönüyorlar. Beton dökmekte yarış halindeler. Belediyenin ruhsat desteği ile kabaran iştahlar merkezi idarenin ilgisizliği ile birleşince beton dökücüler için yeni fırsatlar doğuyor.

Betona beton döküp asıl konumuza dönelim

Tarihi eser anlamında oldukça varlıklı ve zengin olan bu şehre neden turist gelmiyor? Belediyemiz var? Kaymakamlığımız da var. Derneklerimiz de var. Bu şehrin faydası için yola çıktıklarını iddia eden envai çeşit siyasi partilerimizde var peki neden bacasız fabrika olan ‘Turizm’e ve ‘Turiste’e kapalıyız? Neden kafileler gelmiyor?

Yanı başımızda ki ‘Midyat’ örneğine baktığımızda istendiği zaman yapıla bilindiğini görebiliyoruz. Midyat’ın turizm master planı çok mükemmel ve takdire şayan bir plan. Çokta başarılıdırlar. Türkiye’nin turizm çalışmaları anlamında örnek ilçesi. Kendilerini tebrik ediyorum. Harika işler çıkartıyorlar.

Midyat’ın sosyal mecraları haftada 1-2 defa ‘Malabadi Köprüsü’nü paylaşıyorlar. Çokta iyi yapıyorlar. Her hafta binlerce insana hatta milyonlarca insana ulaşıp köprümüzü tanıtıyorlar. Yerel yönetimlerimizin ve STK’larımızın yapmadığını onlar yapıyorlar. Neden yapıyorlar? Midyat’a gelirseniz Malabadi Köprüsünü de görebilirsiniz demek istiyorlar. Bu utanç hepimizin.

Belediyemiz turizmin gelişmesi için birimler kurmakta gecikmedi mi? Kaymakamlığımızda bu anlamda belediyemize destek verip Turizm Bakanlığının destek ve projelerini Silvan’a getirebilir. Kaymakamlık ve Belediye koordineli bir şekilde çalışıp şehrin turizminin gelişmesi için ortak faaliyetlerde bulunup mükemmel işler çıkartabilirler?

Günümüze kadar belediye de yönetime talip olan ve yöneten belediye idarecilerinin ilgisizliği ve basiretsizliği olmasaydı Belediye’nin ve Kaymakamlığın logosu olan ‘Malabadi Köprüsü’ne  bizimdir deyip çalışmalar yapan komşumuz Batman’da ki STK’lar  bu cesareti sizce başka nereden alıyorlar?

Tabi ki idarecilerin vizyonsuzluk ve ilgisizliğinden alıyorlar. 20 yıl önce konuyu dile getirdiğimizde yanımızda hiçbir Kaymakam ve Belediye Başkanı görmedik. Bu şehri sevenlere destek vermediler. Adeta herkes kendi dönemini bitirmenin derdindeydi. O günlerden bugüne kadar hiçbir idareci çıkıp da konu hakkında resmi bir girişimde bulunmadı. 3-5 Silvan gönüllüsü gençlerdik o zamanlar. İmza kampanyasından tutun basın açıklamalarına kadar her şeyi yaptık. Valiler açıklama yapmak zorunda kalmışlardı. 2000’li yılların başında yani Silvan’a dair duyarlık gösterdiğimiz o dönemlerde Diyarbakır’ın kıdemli gazetecisi Naci Sapan şunu yazmıştı:‘Batmanlı hemşehrilerimiz köprü istiyorlarsa onlara On gözlü köprünün iki gözünü verebiliriz’ 

O günden bugüne kadar gelinen noktada Silvan’da ki idari ve yerel yönetimlerin ilgisizliğinden başka da bir şey görmedik. Her şey ama her şey radikal politik olayların gölgesinde kaldı.

Bakanlık bacasız fabrika olan Silvan turizmine ve tarihi varlıklarına yatırım yapmalı, yerel yönetim (Belediye) daha güzel ve yaşanılabilir ekonomik katma değeri olan müreffeh bir Silvan istiyorsa aynısını yapmalı.

Zaten siyasilerin Silvan’ın sanayi anlamında kalkınması için hiç bir şey yaptıkları yok. Elimizde katma değeri ve potansiyeli yüksek turizm diye bir gerçeğimiz varken bu ilgisizliğe anlam vermekte hep zorlandık. Kürtçe’de bir deyim var: Xwedê noka dide mirovê bê diran (Allah nohutu dişi olmayana veriyor). Ne kadar doğru bir tanım. Silvan’ın elinde bir avuç nohut var ama dişleri yok!

Silvan, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin izlerini günümüze kadar taşımış bir şehir. Mükemmel tarihi yapıları, el sanatları, yerel mutfağı ve gelenekleri ile Silvan, kültür turizmi için eşsiz ve mükemmel bir destinasyondur.

Özellikle Malabadi Köprüsü gibi önemli tarihi eserler, bölgenin turizm potansiyelini artıran en önemli unsurlardandır. Ne yazık ki, Silvan'ın bu kadar zengin bir potansiyele sahip olmasına rağmen turizm alanında beklenen gelişme günümüze kadar kaydedilememiştir. Bunun başlıca nedenleri arasında yerel yönetimlerin ilgisizliği, turizm altyapısının yetersizliği, tanıtım eksikliği ve kontrolsüz yapılaşma gösterilebilir.

Çözüm önerileri

Silvan'ın turizm potansiyelini değerlendirmek için aşağıdaki önlemler alınabilir:

Turizm master planı hazırlanması: Silvan'ın tüm turizm potansiyelini ortaya koyacak ve sürdürülebilir bir turizm modeli geliştirecek kapsamlı bir plan hazırlanması.

Turizm bürosunun kurulması: Turistlere bilgi verme, rehberlik hizmetleri sunma ve bölgenin tanıtımını yapma gibi görevleri üstlenecek bir turizm bürosunun kurulması.

Tarihi dokunun korunması: Tarihi eserlerin restorasyonu, koruma altına alınması ve yeni yapılaşmalarda tarihi dokuya uygunluğun sağlanması.

Turizm altyapısının geliştirilmesi: Konaklama tesislerinin sayısının artırılması, ulaşım imkânlarının iyileştirilmesi ve turizm rotalarının belirlenmesi.

Tanıtım çalışmalarının yoğunlaştırılması: Silvan'ın tarihi ve kültürel zenginlikleri, ulusal ve uluslararası platformlarda etkin bir şekilde tanıtılmalıdır.

Yerel halkın katılımının sağlanması: Turizm sektörünün gelişmesi için yerel halkın bilinçlendirilmesi ve katılımının sağlanması büyük önem taşıyor. Çünkü olası sektörel gelişmelerden en çok yerel halk ve esnaflar faydalanacak.

Silvan, sahip olduğu zenginlikleriyle Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biri olma potansiyeline sahiptir. Ancak bu potansiyelin gerçekleşmesi için yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve tüm vatandaşların ortak çalışması gerekmektedir. Tarihi mirasın korunması ve sürdürülebilir turizm modelinin benimsenmesi, Silvan'ın geleceği için kritik öneme sahiptir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.