Önder: Vekil olduğumda 20 bin liram, vekillik bittiğinde 80 bin TL kredi borcum vardı
Yeşil Sol Parti İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Kısa Dalga yazarı Azmi Karaveli'nin yaptığı kapsamlı söyleşide milletvekili olmanın avantajlarına dair sorusunu da yanıtladı. Önder, özellikle milletvekili gelirleriyle ilgili kamuoyunda yanlış bilgiler dolaştığını söyledi. Kendisinin ilk kez milletvekili olmadan önce iyi kazandığını ve birikimi olduğunu belirten Önder, milletvekilliği bittikten sonra ise bankaya borcu olduğunu anlattı.
Önder'in Azmi Karaveli'nin sorusuna verdiği yanıt şöyle:
Peki milletvekili olmanın en iyi yanı nedir?
Emekli olunca güzel maaş almak
2,5 liraya çorba içmek
Çok havalı olmak, üstelik dokunulmazNe kadar gayrı ciddi sorular bunlar, elbette halkımızın vekili olmak.
Hiçbir esprisi yok valla ya da isterseniz f olarak hiçbiri deyin.
- Yok hepsinden birazcık konuşalım. Birkaç tane yanlış bilinen şey var bunu düzeltmek boynumun borcu. İki sene vekil oluyorlar emekli oluyorlar diye kimin uydurduğunu bilmediğimiz bir yalan var böyle bir şey yok arkadaşlar. Ben 8 sene vekillik yaptım, vekilliğim bittiğinden yaklaşık 1 yıl sonra da cezaevine girdim. Ancak cezaevine girdiğimde emekliliğime hak kazanabilmiştim. Yani bir işçi bir memur ne kadar prim ve gün sayısına, yaş sınırına tabiyse bir milletvekili için de o geçerli. Bir istisnası var herkes onunla bunu karıştırıyor.
Eğer emekli biri olarak meclise gelmişseniz, iki yıl o emekli ödeneğiniz kesiliyor, 2 yıl sonra emekliliğiniz milletvekili emekliliğine dönüşüyor. Bunu bir kayıtlara düzeltmekle başlayalım.
İkincisi milletvekilinin parasal şeyi gerçekten kendisine ait bir para değildir yani kalmaz. Eğer bir lobicilik yürütmüyorsanız, bir halkın yani demokrat olarak burada halkın dertleriyle ilgileneyim diyorsanız, hangi partiden olursanız olun, genellikle gelene gideniniz yardım talep edeniniz sizin kendinizi sorumlu hissettiğiniz meselelerden size fırsat kalmaz. Ben kendi adıma hesabımı çok net verebilirim. Cebimde 20 bin liraya yakın bir parayla milletvekili olmuştum, yönetmendim. Efendime söyleyeyim Radikal gazetesinde yazıyordum. Ortalamanın üstünde bir gelirim vardı. Milletvekilini bitirdiğimde 80 bin lira tüketici kredisi borcum vardı.
Dolayısıyla para işini bir yana bırakabiliriz. Emeklilik gelirini de kendini bilen bir siyasetçi iseniz onu da böyle değerlendirebiliriz. Onun dışında meclis lokantası, ben İdare Amirliği de yaptım. Orayı sadece kâr amacı gütmeden şöyle hesap ederiz yemeklerinin maliyetini, buraya meclis bütçesinden bir kuruş katkıda bulunmayacağız dolayısıyla aylık veriler vardır elimizde yaklaşık 6.000 kişiye yemek servisi yapılır günde. Bu yaklaşık 12-13 bin porsiyon anlamına gelir. Oradaki vekil sayısı 600 bunların da çoğu her gün orada değildir. Biz bunu meclisten bir kuruş finanse etmeden toplam gideri hesaplayıp ürününe göre yemeğine göre bölüştürürüz. Yani orası kar ve zarar etmeyen bir yer konumundadır. Piyasaya göre evet çok ucuzdur ama bunun bütün yükü ağırlıklı yükü milletvekillerinin omuzundadır. Bu o kadar dillerde dolaşan bir konu ki…
Diğer seçeneklere gelelim. Dokunulmazlığımız yok. Benim şu an ben bu meclisin başkan vekiliyim ve yurt dışı çıkış yasağım var ve yargılanmaya devam ediyorum. 39 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor hakkımda. Bu yüzden biz Milletvekilliğine hiç bu pencerelerden bakmadık, bakmayız da. Biz burayı birtakım sorunları daha görünür kılmanın en etkili mecralarından birisi olarak değerlendiriyoruz, beklediğimiz murat ettiğimiz en büyük faydası bu. Onun dışındaki hiçbir şey en azından HDP’'li ya da YSP’li vekiller için geçerli değil. Bütün arkadaşlarım için bunu rahatlıkla söyleyebilirim.
(HABER MERKEZİ)