Tahir Elçi davasında karar: Sanıklara beraat

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi davasının karar duruşması Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, Elçi’nin eşi Türkan Elçi, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ve 32 baro başkanının yanı sıra Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Sözcüsü Ayşegül Doğan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Başkanı Keskin Bayındır, DEM Parti ve CHP milletvekilleri ile çok sayıda kitle örgütü temsilcisi katıldı. Uluslararası hukuk örgütünden birçok ismin yanı sıra çok sayıda siyasetçi duruşmayı takip etti.

Davada, tutuksuz yargılanan polis Sinan Tabur, Fuat Tan ve Mesut Sevgi’ye “bilinçli taksirle ölüme neden olmak" suçlaması yöneltiliyor. Firari Uğur Yakışır'a ise, "2 polisi öldürmek ile devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak" iddiası yöneltiliyor. Sanık polisler, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katıldı.

BU DOĞRU BİR KARAR DEĞİL

İddia makamı, celse arasında sunduğu esas hakkındaki görüşünü tekrar etti. Tahir Elçi'nin nereden geldiği belli olmayan kurşun nedeniyle hayatını kaybettiğini, suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle sanık polislerin beraatini istedi.

Duruşmada Tahir Elçi'nin ağabeyi Mehmet Elçi söz aldı. Mehmet Elçi, "Tahir Elçi'yi vurulduğu anı çeken kameralarda ki görüntüler kayıp. Bizden bu görüntülerini istmediler. Savcılar bir kaç tanığı tehdit ve şantajda bulunarak Elçi'nin aleyhine ifade vermeye zorladılar. İlk duruşmada Türkan Elçi'yi duruşmadan çıkarmakla tehdit ettiniz. Beraat kararı istiyorsunuz, bu doğru bir karar değil" dedi.

ADİL BİR KARARIN ÇIKACAĞINA İNANMİYORUZ

Ardında söz alan Elçi ailesinin avukatı ve Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, "Bu salonda tarihi bir ana tanıklık etmek için bir aradayız. 4 yıl bir soruşturma sürecini bekledik, sonra dava açıldı. Soruşturma aşamasında etkin ve istekli yürütülmedi. Bütün taleplerimizi reddettiniz. Bu cinayeti aydınlatmadaki ısrarımız ve bekletinimiz nedeniyle buradayız. Neden Tahir Elçi Dosyası önemli? Bütün ülke bu cineyeti canlı yayında izledi. Hepimiz bu cinayetin tanığıyız. Herkesin bildiğini herkesten saklayan bir güç var. Sizden bir mahkeme olarak Dört ayaklı minare önünde hapsedilemeyeceğini, cinayet CNN Türk programına katıldıktan sonra başladı. Yargıda bunun bir parçası oldu. Aradan bir hafta geçmedi Tahir Elçi Diyarbakır'da katledildi. Bu dava politik bir davadır. Bu dava siyasi suikastir. Bu tanımlamayı yapan ben değilim. Dönemin başbakanı bunu söyledi. Tahir Elçi 90'li yıllarda yaşanan birçok siyasi suikas ve cinayete tanıklık etti. Adaletin sağlanması konusunda lehimize bir karar kurmadınız maalesef. Olay yerinde keşif yapma kararından vazgeçetiniz. Bu mahkemeden adil bir kararın çıkacağına inanıyor muyuz? İnanmıyoruz. Bu cinayeti herkes gördü, hepimiz gördü. Devlet gördü, yargı gördü. Görmemek adına herkes bir çaba içerinde oldu" şeklinde konuştu.

TALEPLERİMİZİ YENİDEN DEĞERLENDİRİN

Tanık Deniz Ataş'ın verdiği beyanlara değinen Eren, "Tahir Elçi'nin örgüt tarafından öldürüldüğüne dair ifade vermesi için savcının kendisine baskı yaptığını söyledi. Tanık işkence ve kötü muamele maruz kaldı. Mahkeme olarak bu tanıkla ilgili bir işlem yapmadınız. Bu mütalaa Tahir Elçi dosyasına sunulacak bir mütalaa değil. Mahkemenin bu mütalaaya göre karar vermemenizi ve avukatların taleplerini yeniden değerlendirmenizi talep ediyorum" dedi.

BÜTÜN TALEPLERİMİZ REDDEDİLDİ

Davaya Katılan avukatlardan Orhan Kemal Cengiz, "Bu mahkeme, bu davanın aydınlatılmaması için elinden gelen herşeyi yaptı. Bu davaya bakan mahkeme bu cinayetin soruşturmasını yürüten savcılar taraflı ve bağımlıdır. Bu cinayetin üstünü örtmek, örtbas etmek için elinden geleni yaptılar. Bütün deliller bilinçli bir şekilde yok edilmiştir. Üç tane kamera var hiç birinde görüntü yok. Bu cinayetin delileri kararlı bir alan savunmasıyla yok edilmiştir. Savcılık bir tane delil toplamış kalmış bize yargı konusunda ders veriyor. Neden bir savcı yalancı bir tanık üretir. Davayı etkileyecek bütün talepler reddedildi. Biz 20 sene sürsede davayı takip edeceğiz, bütün sorumlular hesap verecek" diye konuştu.

DAVANIN CEZASIZLIKLA KAPANMASI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ

Elçi ailesi avukatı Gamze Yalçın, "Mahkeme olarak bu cinayeti aydınlatacak iradeye sahip değilsiniz. Bu olay cezasızlık politikasının bir tezahürüdür. Tahir Elçi katledildiğinde hiç bir soruşturma makamı gerekli araştırma ve soruşturma yapmamıştır. Tahir Elçi'nin vurulduğu alanda deliler numaralandırılmış olsaydı Elçi’nin başına isabet eden mermi çekirdeği bulunur, failer ortaya çıkacaktı. Olay yeri incelemesi yapılmaması ve delilerin toplanmaması nedeniyle deliler kayboldu. Olaydan sonra 4 ay sonra inceleme yapıldı. Londra üniversitesinden gelen raporlar olmasaydı, Tahir Elçi Dosyası zaman aşımına düşecek, failli meçhul kalacaktı. Soruşturma makamlarının kemikleşmiş tavrı, yargı makamına sirayet etti. Delileri karartma girişimde bulunan savcılar hakkında hiç bir işlem yapmadınız. Bugün burada mahkemenin yapmadıklarını anlatacağız. Bütün taleplerimizi reddettiniz. Bu kadar toplanmayan delile rağmen savcının esas hakkındaki mütalaasını sunması hukuka aykırıdır. Bu karar adaleti temsil eden bir karar olmayacak. Bu dosyanın cezasızlıkla kapanması için bundan sonra da mücadele edeceğimizi söylemek istiyorum" diyerek dava sürecine tepki gösterdi.

MAHKEME GÜVEN VERMEDİ

Davanın olumlu sonuçlanacağına dair mahkemenin güven vermediğine dikkat çeken Avukat Benan Molu, şunları aktardı: "Hayatını cezasızlık ile mücadeleye adayan Tahir Elçi cinayeti dosyası cezasızlıkla karşı karşıya. Mülkiye müfettişlerin hazırladığı rapor bu dava için hayati bir öneme sahip. Elçi cinayetinden önce Mahsum Gürkan'ın telefonları dinlenmiş, takip edilmiş. Elçi cinayeti öncesi alınan güvenlik tedbirleri yeteriz olduğunu gördük. Çok ciddi eksiklikler ve ihmallerle bugün dosyanın kapatılacak gibi görünüyor. Bu dosya Tahir Elçi'nin belirttiği etkili soruşturma yükümlülüğü yönünde bir ihlal yaşanıyor. Etkili bir soruşturma yürütülmediği gibi herhangi bir netice alınmamıştır. Olay yeri incelemesi çok geç yapıldı. Olay yerinde uygulamalı keşif yapılmasını istiyorum. Bu dosyada şüpheli olan kişiler tanık olarak dinlendi. 4 yıl 2 ay sonra bu kişilerin şüpheli olarak ifadesi alındı. Maddi gerçeği ortaya çıkarmak için yaptığımız bütün taleplerimiz yerine getirilmedi. Bu dosyada sanıkları buraya getiremedik. Bu yüzyüzelik ilkesine aykırıdır. Ömrünü cezasızlığa adayan Elçi cinayetinin cezasiz kalması için taleplerimizi kabul edin."

TALEPLERİMİZİ DİKKATE ALIN

Dosyanın cezasızlıkla kapatılmak istendiğini aktaran Avukat Tuğçe Duygu Köksal, "İddia makamının, bu dosyada delilerin tartışıldıktan sonra mütalaasını vereceğini söylemesini beklerdik. Bu dosyada basit bir insan öldürme dosyası değildir. Bu ölümün asıl sebebi istihbari ve icraa bir operasyon neticesinde 3 kişi hayatını kaybetmiştir. Mahkeme olay yerine keşif yapmış olsaydı bugün dosyada başka sanıklar da olabilecekti. Dosyada Tahir Elçi'nin kimin öldürdüğü belli değildir. Mermi çekirdeği neden yok? Deliller bir bütün karartıldı. İstihbaratçı polisler hakkında 2022 yılında yaptığı suç duyurusuyla ilgili 2 yıl işlem yapılmadı. Bu soruşturma sonuçlanmış olsaydı davanın esasına etki edecek önemli deliler ortaya çıkabilecekti. İstihbaratçı polisler dinlenmeden, olay yerinde keşif yapılmadan verilecek bir karar cezasızlık olacaktır. Olay yerinde keşif yapılmasını gerekiyor" ifadelerine yer verdi.

Dava süreci boyunca bütün taleplerin reddedildiğini belirten Avukat Aynur Tuncel Yazgan, "Bu davada maktul, birden fazla sanık var. Bazı sanıklar hakkında taksitle ölüme neden olma, bazıları hakkında ise kasten öldürme suçundan dava açılmış. Kast ile taksirle öldürme arasında bir ayrım var. Sanık polisler hangi çabayı gösterdiler de haklarında olası kastla değil bilinçli taksir suçundan dava açıldı? Bu iddianamenin dili bu ülkenin ayıbıdır. Olay yerindeki polislerin PSVK 16'ya göre hareket ettikleri esas hakkındaki mütalaada itiraf ediyor. Soruşturmanın genişletilmesi talebini dikkate alın" dedi.

MÜTALAAYA KATILMIYORUZ

Savcının mütalaasına katılmadığını söyleyen TBB Başkanı Erinç Sağkan, şunları dile getirdi: "Mütalaaya katılmıyoruz. 25 yıldır avukatım. İlk defa bir cumhuriyet savcısının katılanlar lehine değil sanıklar lehine tutum aldığını görüyoruz. Gelinen noktada önemli bir noktaydı.Bunu da tahmin ediyorduk. Bu dosyada sanık olarak kişiler tanık olarak dinlendi. Bunların şüpheli olarak ifadelerinin alınması için Elçi ailesinin avukatları yıllarca mücadele ettik. Savcının mütalaada 'yapılan bütün araştırmalara rağmen tespit edilemeyen' ifadesiyle evrensel hukuk ilkelerinden bahsediyor. Evrensel hukuk ilkesini benimsemeyeceksek sanıklar neden burada değil. Böyle bir yerde adli yargılama hakkının esası çiğnendi. Sizin kararınızı biliyorum herkes biliyor. Karardan sonra adliye önünde yapacağımız açıklamada kameralar önünde işlenen cinayetin 8,5 yıldır çözemedik mi diyeceğiz. Olay yerinde keşif yapılmsı bu dosya açısından kritik. Evrensel hukuk ilkesini benimseyeceksek sanıklar neden burada değil? Böyle bir yerde adli yargılanma hakkının esası çiğnendi.

Biz bu dosyada her şeyi yaptık vicdanımız rahat, diyorsanız bizim diyeceğimiz bir şey yok. O zaman bu dosyayı üst mahkemelerde sürdürürüz."

Elçi ailesi avukatlarından ve Elçi’nin yeğeni avukat Berfin Elçi, "Adili bir yargılanma olmadığı için sizden bir şey talep etmiyoruz. Tahir Elçi’nin dik duruşunu devam ettireceğiz" dedi.

DAVA AYDINLATMAK İSTENMEDİ

Başından beri Tahir Elçi cinayeti dosyasının aydınlatılmak istenmediğini belirten Emin Aktar, "Elçi'nin hayatını kaybettiği gün olay mahallinde çatışma süsü verilerek keşif yapmamız engellendi. Olay yerinde delilerin toplanmaması nedeniyle 4 yıl 2 ay boyunca bu dosyada şüpheli olarak kimse yer almadı. Savcının yapması gereken şey o gün sokakta ateş eden herkesin şüpheli olarak ifadesini almaktı. Tahir Elçi cinayetiyle ilgili yapılan paylaşımlarda terör örgütü yaftası koyan savcılar bu cinayeti soruşturmaz. Hiçbir soruşturma yapmayan savcılık, kuşkudan sanık yararlanır, diyerek sanıkların beraatlerini istiyor. Bir cezasızlık pratiği var. Siz de bunu uyguluyorsunuz. Bu davayı zamana yayarak kamuoyunun ilgisini uzak tutmaya çalışıyorsunuz" dedi.

ADALETSİZLİĞİN SİSTEMATİK HALİDİR

İHD Diyarbakır Şube üyesi ve Elçi ailesi avukatı Yakup Güven, ise şunları aktardı: "90’Lı yıllarda yakınları zorla kaybedilen, faili meçhule giden insanların hala kemiklerinin bulunması için hukuk mücadelesi veriliyor. Failler hala aranıyor. Cezasızlık, karşılaştığımız adaletsizliğin sistematik halidir."

Elçi ailesi avukatlarından Cihan Aydın, "MGK Genel Sekreterliği tarafından 22 Ocak 1993’te Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a sunulmak üzere Özal’ın başyaverine teslim edilen ‘Gizli’ damgalı rapora değindi. Bu raporun ardından bölgede zorla kaçırılan ve öldürülen avukatlar ve hak savunucularının isimlerini okudu. Bunların faillerinin bulunmadı. Tahir Elçi başta olmak üzere bu cinayeti işleyenler, bu kararı verenler, bu failleri koruyanlar bizim nezdimizde aynıdır. Mahkeme birazdan vereceği kararla hükümetin bizim dönemimizde faili meçhul cinayet işlenmedi sözlerini gözler önüne sermiş olacaksınız. Umarım bizi yanıltırsınız" dedi.

BÜTÜN TALEPLERİMİZİ YENİLİYORUZ

Davaya katılan Şırnak Barosu avukatlarından Aziz Tokay, "Tahir Elçi yılmadı mücadelesine devam etti. Bu coğrafyada acısı olan bütün insanların yanında oldu. İnsanların hayatına dokundu. Tahir Elçi bir tartışma programına katıldı. 'Bana göre PKK bir terör örgütü değildir' dedi. Ne olduysa o gün oldu. Hakkında soruşturmalar ve fezlekeler açıldı. Kendisi açıkça hayatım tehlikededir dedi. Bu coğrafyada kan, göz yaşı istemiyoruz diyen Tahir Elçi katledildi. Canlı yayında ve bir çok kamera önünde yaşandı bu cinayet. Cinayet anına ait hiç bir görüntü bulunamadı. O gün o alanda kayıtta olan bütün görüntüler kayıp. Mahkeme heyeti bütün taleplerimiz reddetti. Bütün taleplerimizi yeniliyoruz" diye kaydetti.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Başkanı Ekin Yeter, şunları söyledi:

"Ezilenler için Türkiye’deki hukuk sistemi hiçbir zaman adalet sağlamadı. Tahir Elçi neden katledildi, neden dosyası cezasızlık bırakılarak kapatılmak isteniyor? Bu cinayetin aydınlatılması için başından bir ciddi yaklaşılmadı. Bu nedenle uluslararası bir kurundan rapor aldırılmak zorunda kalındı. Biz bu cinayetin aydınlatılmasını istiyoruz. Örgüt üyelerinin o gün sokağa girmesi bir şekilde engellenebilinirdi."

“ELÇİ ALÇAKÇA ÖLDÜRÜLDÜ”

Farklı illerin baro başkanları duruşmada tek tek söz alarak, davaya ilişkin beyanda bulundu.

Söz alan İstanbul Baro Başkanı Filiz Saraç, şunları aktardı: "

Bugün Türkiye’nin dört bir yanından hukukçular, barolar burada. Neden 28 Kasım 2015 tarihinde Dört Ayaklı minare önünde bir baro başkanı alçakça öldürüldü. Elçi’nin baro başkanı olduğunu unutursak, bu suç cezasız kalırsa bu hukuk devletinin katli olur. Bu yargılamada 9 yıl geçmemiş gibi yapılıyor. Sorumluların tespit edilmezse failler cezalandırılmazsa hukuk güvenliği yok demektir. Bu nedenle mahkemeye tarihsel bir rolü bulunmaktadır."

İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, Elçi ailesi adına yaptığı savunmada, "Yargı bağımsızlığı, adaletin olmadığı bir ülküde demokrasiden ve insan haklarından bahsedemezsiniz. Heyet karar vermeden önce katılan tarafın taleplerini yeniden gözden geçirmesi hukuki bir zorunluluktur" dedi.

Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, “Vereceğiniz karar AİHM kararlarında bir ihlal, toplumun vicdanında gerçeklerin ortaya çıkmadığı bir sayfa olarak kalacak”, Ankara Baro Başkanı Mustafa Köroğlu, “Bugün vereceğiniz karar hiç kimseyi şaşırtmayacak”, Mardin Barosu Başkanı İsmail Elik, “Burada adil bir karar çıkmayacağını ben de biliyorum. Failler bulunup cezalanlandırılıncaya kadar bu dava bitmez”, Ağrı Barosu Başkanı Serdar Günakın, “Bu cinayetin ardından karanlık gün yüzüne çıkmalıdır. Adalet sağlanmalıdır”, Hakkâri Baro Başkanı Ergün Canan, “Hukuku, yasaları uygulayalım. Elçi cinayetinin cezasız kalmaması için mütalaanın aksine bir karar verin” dedi. Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, “Herkesin gördüğü bu cinayeti kameralar görmedi. Bu yargılama boyunca vicdanımız soğumadı”, Tunceli Barosu Başkanı Fatma Kalsen, “Bu dava olumlu bir karar çıkacağı beklentisiyle gelmedik. Elçi’nin bize bıraktığı cezasızlıkla mücadele için buradayız” dedi.

Baro başkanları davaya ilişkin beyanlarında bulunduktan sonra avukatlar, alkışlarla mahkemeyi protesto ederek salonu terk etti. Protesto sırasında görüntü aldığı iddia edilen gazetecilere müdahale edildi. Gazeteci Dilan Temiz gözaltına alındı. Gazeteci Dilan Temiz serbest bırakılarak telefonuna el konuldu.

Mahkeme heyeti sanıklardan savunma istedi. Sanıklar, suçsuz olduklarını ifade ederek beraatlerini talep etti.

Mahkeme, Elçi cinayeti davasında tutuksuz yargılanan sanık polisler Mesut Sevgi, Fuat Tan ve Sinan Tabur'un üzerlerine atılı taksirle ölüme neden olma suçunu işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verdi. Haber Merkezi