şöyle anlattı: “Depremden sonra hem o telaşla hem de evimiz hasar aldığı için dükkan açamadık. Canımızın derdine düştük, yeni yeni dükkan açabiliyoruz ama para da yok iş de."
Çarşıya Şewitî'yi ilk defa bu kadar boş gördüğünü belirten Aydın, “Sokaklar bomboş, insan bile geçmiyor. Eski Newrozlarda cumartesi, pazar burada iğne atsaydınız yere düşmezdi ama şimdi medyanın, halkın ve turistlerin en çok uğraması, alışveriş yapması gereken zamanda kimse uğramıyor. Depremden dolayı mı ya da seçim arifesi diye mi bilemiyorum. Bir şeyler etkiledi ama durum çok kötü, esnaf olarak kendi aramızda konuşuyoruz ve hepimiz eski Newrozları özlüyoruz” dedi.
'HALKIN ALIM GÜCÜ YOK Kİ BİZ İŞ YAPALIM'
16 yıldır Çarşiya Şewitî’de esnaflık yapan Mehmet Çelik, depremden dolayı esnafın büyük bir kısmının iş yapamaz hale geldiğini belirterek, “Ekonomi zaten çok kötüydü depremden sonra çok daha kötü hale geldi. Halkın alım gücü yok ki biz iş yapalım” dedi.
Depremden sonra Diyarbakır halkının başka illere göç ettiğini belirten Çelik, “İnsanlar hem korkudan hem de ev bulamadığı için buradan gitti. Eskiden Newroz öncesi çevre illerden de Diyarbakır'a gelenler olurdu ama bu sene gelen giden yok” diye konuştu.
Esnafa yönelik de maddi yardım yapılması gerektiğini dile getiren Çelik, “Sonuçta çok büyük bir deprem atlattık ve 10 gün kadar açmadık dükkanlarımızı. Zarara girdik ve nasıl tekrar normalleşeceğiz bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
'13 YAŞINDAN BERİ BU İŞTEYİM, EN KÖTÜ YIL BU YIL'
25 yıldır yöresel kıyafet satan Özgür Altun ise “Pandemiden sonraki en kötü Newroz sürecini yaşıyoruz. İki gündür en güzel kıyafetlerimizi astık ama gelen giden yok, eski coşku da yok” dedi.
Newroz için şehir dışından gelen misafirlerin ilk defa olmadığını belirten Altun süreci şöyle anlattı: “Geçen senelerde turistler bizim en büyük gelir kaynağımızdı. Bu sene turist de yok. Halkın cenazesi var, Newroz coşkusu olmaması çok normal. 8 Mart ve Newroz öncesi satışların en çok olması gereken süreçler ama bu yıl neredeyse siftah bile yapmadık. 13 yaşından beri bu işteyim, en kötü yıl bu yıl diyebilirim.”